Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3995
Karar No: 2015/5464
Karar Tarihi: 08.06.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3995 Esas 2015/5464 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/3995 E.  ,  2015/5464 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki yolsuz tescil iddiasıyla açılan tapu iptali tescil istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/11/2014 gün ve 2014/1296 - 2014/9570 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalılar ..... ile vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kınalıada 120 ada 1 parsel 4692 m2 yüzölçümüyle, arsa niteliğiyle; 121 ada 1 parsel 7.277 m2 yüzölçümüyle arsa ve ahır niteliğiyle; 122 ada 1 parsel 8.321,50 m2 yüzölçümüyle, arsa niteliğiyle tapuda kayıtlı olup, tapu kayıtlarında orman şerhi bulunmaktadır.
    Çekişmeli taşınmazların geldisi olan 39 ada 1, 40 ada 1, 41 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar 20.05.1940 günlü kadastro tespiti sırasında Ağustos 1935 tarih 40, 41 ve 42 numaralı tapu kaydı nedeniyle 33/448 payı ....., kalan payları dava dışı gerçek kişiler adına tespit edilmiş ise de; .....nün itirazı üzerine 26.01.1942 günlü tapulama komisyon kararı ile taşınmazların icareteynli vakıftan olması ve tespit maliklerinden bir kısmını bilen tanıyan olmaması nedeniyle onların payı olan 336/448 payın (122 ada 1 sayılı parselde 33/448 payın) ..... adına tespitine karar verilmiş, daha sonra ... Başmüdürlüğünün 13.06.1978 günlü "Vaziyet Kararı" ile sözü edilen firari ve yitik kişilere ait payların ilgili talimatname gereğince idarece vaziyet edilerek ..... adına tescili ile tapu senedi alınmasına karar verilmiş bu karar uyarınca Vakıf payı tapuya tescil edilmiş, ancak daha sonra ..... ... İdare Mahkemesinin 2001/454 sayılı dosyasında vaziyet kararı ve bunun dayanağı olan tapulama komisyon kararı iptal edilmiştir.
    Davacı ... vekili, ..... Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 05.06.1990 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi ....."ın dava konusu taşınmazların mülkiyetini 28 K.Sani 1335 tarihli tapu ile ... vatandaşı ... ...."den devren kazandığını, ....."ın 01.05.1929 tarihinde ....."da öldüğünü ve .. .....na defnedildiğini, mirasçı olarak .... ile ..."in kaldığını, 13 Eylül 1931 ve 15 Nisan 1339 tarihli kanunlar ve 17 Temmuz 1927 tarihli talimatname hükümlerine göre ..... firari eşhastan sayılarak taşınmazlardaki payı vakıf Hazinesine izafeten ..... adına tescil edilmiş ise de; .... Nüfus Memurluğunca verilen 21.03.1973 tarih ve 3086 sayılı yazı ve .... .... Yönetim Kurulunca verilen ölüm belgesinden de anlaşılacağı gibi, ....."ın firari eşhastan olmadığını ve taşınmazların ..... adına yapılan tescilinin yolsuz olduğunu bildirerek, yolsuz tescilin iptali ve müvekkilin payı oranında adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı cevap dilekçesinde; çekişmeli 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "orman sınırları içerisinde kalmıştır" şerhinin bulunduğunu, adına kayıtlı olmadığını, 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 42/448 hisse maliki ... ve ..."in hak ve menfaatlerinin korunması için ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1980/125 - 1981/117 sayılı ilâmı ile Av. ....."nin kayyım tayin edildiğini, ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1978/3 sayılı izaleyi şüyu dosyasından taşınmazın 30.11.1981 tarihinde 891.000.-TL bedelle ... Başmüdürlüğüne satıldığını, 21.01.1987 tarihinde mahkeme kararıyla bankada bloke edilen ..... ile ....."in hissesine düşen paranın tüm faizleriyle Hazineye intikaline karar verildiğini, ancak, .... tarafından aradan geçen uzun süre ve dosyanın bulunamaması nedeniyle sözkonusu bedelin kaydına rastlanmadığının bildirildiğini, 122 ada 1 parsel nolu taşınmazın, ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/70 - 177 sayılı kararı ile 2/B niteliğiyle adına tesciline karar verildiğini, yine aynı mahkemenin 2005/37 - 2006/18 sayılı ilâmı ile taşınmaz üzerindeki ....na ait 33/448 hissenin iptali ile adına tesciline karar verildiğini, ancak, ... tarafından ..... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ".... kadastro komisyon işlemlerinin yok hükmünde oduğunun tespiti, tapu iptal ve tescil davası" sonucunda verilen 11/04/2011 gün ve 2011/44 - 97 sayılı kararı doğrultusunda 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 29.03.2012 tarih 527 yevmiye ile orman niteliğiyle adına tescil edildiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın süre ve zamanaşamı yönünden reddinin gerektiğini diğer yandan "orman sınırları içinde kalmıştır" şerhinin bulunması sebebiyle hem 120 ada 1, hem de 121 ada 1 parsel yönünden davanın ...ne ihbar edilmesi gerektiğini savunmuş, son celse de aynı taleplerle davaya müdahil olmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne;
    Kınalıada 120 ada 1 parsel ve 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda, davalı ... Genel Müdürlüğü adına kayıtlı 336/448 hisselerin ayrı ayrı iptali ile .... .. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/256 - 2008/368 sayılı verâset ilâmındaki payı uyarınca Agop"un 33/448 hissesinden 18 tam, 4 çıplak mülkiyetin davacı ... adına ayrı ayrı tapuya tesciline, kalan hisselerin davalı ... Genel Müdürlüğü üzerinde bırakılmasına,
    Kınalıada 122 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman niteliği ile adına hükmen tescil edilmekle, bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş, ve .....nün temyizi üzerine hüküm Dairenin 18/11/2014 gün ve 2014/1296 - 2014/9570 sayılı kararıyla; “…davacı murisi Agop"un firari ve yitik kişilerden olmadığı, ölüm tarihi ve yeri belli olup ölüm belgelerinin dosyaya ibraz edildiği, ..... adına tescile dayanak olan ve malikin firari yitik kişi olmasına dayalı tapulama komisyon kararı ile vaziyet kararının idare mahkemesince iptal edildiği, ..... bir kısım payları ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1978/3 sayılı izaleyi şüyu kararı ile satın aldığı iddiasına da dayanmış ise de; satış dosyasının bulunamaması nedeniyle tescil işleminin yapılamadığının tarafların da kabulünde olduğu, ayrıca, tapu kaydında iktisap sebebinin "satış" değil, "kadastro" yazılı olduğu, böylece yolsuz tescil niteliğinde olduğu kabul edilen payın iptaline ve .....nün taraf olduğu .... ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/256 - 2008/368 sayılı veraset ilâmındaki payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yolsuz tescilde 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve her zaman iptal edilebileceği, 122 ada 1 parselin ise hükmen orman niteliği ile adına tesciline ilişkin ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/44-97 sayılı kararının Dairenin 22.12.2011 gün ve 10330 - 15546 sayılı kararıyla onandığı belirlenerek bu taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı…” belirtilerek onanmasına karar verilmiştir.
    Davalılar ..... ile vekilleri bu sefer Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava, yolsuz tescil iddiasıyla açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Yörede 1942 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı ... küçükütücü murisi .....’ın firari eşhastan olmadığı halde dava konusu taşınmazlar üzerindeki murisine ait mülkiyet payının yolsuz bir şekilde vakıflar adına tescil edildiğini beyanla taşınmazların miras hissesi oranında adına tescilini istemiştir. Mirasbırakan .....’ın 01/05/1929 tarihinde öldüğü ve mirasçı olarak davacı ile dava dışı ...’i (....) bıraktığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medenî Kanunun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK"nın 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.
    Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.
    Yukarıda değinilen kanunî düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde; davacının murisi adına kayıtlı taşınmazın yolsuz tescil ile davalı ... Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği iddiasına dayalı olarak kendi payına hasren tek başına dava açamayacağı tartışmasızdır. Esasen, mülkiyet çekişmesini içeren ve değinilen nitelikli davada pay oranıyla açılan davanın dinlenilmesine olanak yoktur.
    Öte yandan, TMK"nın 702/4. maddesi hükmü ortaklığa ait mallara yönelik dışarıdan gelecek tehlikelere ve zararlara karşı koruyucu ve def’etmeye (TMK"nın 683/2. Maddesinden kaynaklanan) ilişkin bir hüküm olup somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemli davada tereke elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulü yolunda hüküm kurulması doğru değildir.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalılar ..... ile vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ..... ile vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18/11/2014 gün ve 2014/1296 - 2014/9570 sayılı onama kararı kaldırılarak, 06/02/2013 gün ve 2004/79 - 2013/27 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/06/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi