Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/848
Karar No: 2021/11163
Karar Tarihi: 10.11.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/848 Esas 2021/11163 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/848 E.  ,  2021/11163 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ile dahili davalılar ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; davalılar ile müşterek murisleri olan ..."in 27/12/2002 tarihinde traktörü davalılara sattığını, ancak işlemin yapıldığı tarih itibariyle murisleri ..."in ayırt etme gücü bulunmadığına ilişkin adli tıp raporu bulunduğunu ileri sürerek; söz konusu traktör satışına ilişkin sözleşmenin iptali ile muris adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Davalılar; murisin rahatsızlığının fiil ehliyetini ortadan kaldıracak nitelikte olmadığını, bedeli ödenerek traktörün satın alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; işlem tarihinde murisin fiile ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile satış sözleşmesinin iptaline, traktörün miras payları oranında mirasçılar adına trafik siciline tesciline dair verilen hüküm, davalıların ve dahili davalıların temyizi üzerine; Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09/06/2020 tarihli ve 2020/1516 E. 2020/4443 K. sayılı kararıyla; “...dava konusu traktörün bu tarih itibariyle dava dışı 3. şahısa satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu devir işlemi henüz dava devam ederken, hüküm verilmeden önce gerçekleşmiştir. HMK 125. maddede dava konusunun devri düzenlenmiş olup, birinci fıkrasında; davanın açılmasından sonra dava konusu davalı tarafından devredilecek olursa davacının yetkileri düzenlenmiştir. Açıklanan yasal düzenleme mahkemece değerlendirilip, buna göre yargılamaya devam edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; dava konusunun devrinin söz konusu olmadığı, yapılan satışın fesihname ile geçersiz kılındığı, traktörün halen davalıların üzerine kayıtlı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile satış sözleşmesinin iptaline, traktörün miras payları oranında tüm yasal mirasçılar adına trafik siciline tesciline karar verilmiş; hüküm davalılardan Habibe ve Feride vekili ile dahili davalılar ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar ve dahili davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava; murisin mirasçılarından olan ... ve ...tarafından, murise ait traktörün yine murisin mirasçılarından olan Habibe ve Feride"ye devrine ilişkin satış sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle iptali ile muris adına tescili istemine ilişkindir.
    Davanın taraflarının, muris ..."in mirasçıları olduğu, aralarında miras ilişkisinin bulunduğunun anlaşılmasına göre, eldeki davanın, 3. kişi konumunda bulunanlara karşı açılmış olmayıp mirasçılar arasında görülen mülkiyetin tespiti niteliğinde olduğu kuşkusuzdur.
    Her ne kadar davacı taraf, muris adına tescil isteğinde bulunmuş ise de, mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olması ve diğer mirasçılara karşı her zaman talepte bulunabilecek olması nedeniyle davanın, davacıların miras payı ile sınırlı olarak görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
    Buna göre mahkemece; davacı mirasçıların miras payı oranında hüküm kurulması gerekirken, dava açmayan mirasçılara da pay verilecek şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, motorlu araçların tescil işlemi idari bir işlem niteliğindedir. Mahkemece trafik kaydına tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez.
    Her ne kadar taşınmazlara ilişkin davalarda tescile ilişkin hüküm kurulabildiği akla gelmekte ise de, bu husus 4721 sayılı TMK’da yerini bulan düzenlemelerden kaynaklanmakta olup 2918 sayılı KTK’da motorlu araçların tesciline ilişkin mahkemelere bu şekilde bir yetki ve görev verilmemiştir.
    Uyuşmazlığın mahiyeti itibariyle bu noktada tartışılması gereken asıl husus, araç satışları için 2918 sayılı KTK’nın 19. maddesinde düzenlenen tescilin fonksiyonu olup, bu konuda öncelikle sicile güven ilkesine değinilmesi gerekir.
    Taşınırlar üzerindeki hâkimiyetin belirlenmesi yukarıda açıklandığı üzere zilyetlik yoluyla sağlanırken, taşınmazlar açısından bu belirleme tapu sicili yoluyla olur. Kanun koyucunun 6721 sayılı TMK’nın 1023. maddesinde taşınmaz mallar için açık bir şekilde öngördüğü sicile güven ilkesinin 2918 sayılı KTK’da yer almaması, başka bir anlatımla trafik kaydında yolsuz bir tescile dayanarak hareket eden kişinin iyi niyetinin mülkiyete hak kazanılması noktasında korunması hususunda 6721 sayılı TMK’nın taşınır mülkiyetine ilişkin kurallarına istisna teşkil eden bir yasal düzenlemenin mevcut olmaması karşısında trafik sicil kayıtlarının, tapu sicilinin sağladığı korumaya eşdeğer güce sahip olduğu söylenemeyecektir.
    Nitekim aynı husus Hukuk Genel Kurulunun 05/12/2019 tarihli ve 2017/13-505 E. 2019/1289 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
    Bu durumda, davacılar tarafından davaya konu araca ilişkin tescil kararı istenilmiş olmakla, çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde trafik siciline tesciline yönelik karar verilmesi, usul ve kanuna aykırıdır.
    3) Yargılama sırasında, davada taraf olmayan diğer mirasçılar ..., ... ve ..."ın davaya dahil edildiği, ilgili mirasçıların davacı yanında davaya katılmak istemediklerini beyan ettikleri, gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmekle birlikte hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinden diğer davalı asiller gibi sorumlu tutuldukları görülmektedir.
    Buna göre; mahkemece, kendilerine karşı usulüne uygun dava açılmayan mirasçılar ..., ... ve ..."ın yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; yargılama sırasında vefat eden davacı ..."in mirasçılarının gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmeleri doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar ve dahili davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davalılar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle ... B., ... Ş. ve ... D. yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi