(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/37368 E. , 2020/8236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılara ait işyerinde 13.07.2009-09.04.2014 tarihleri arasında genel sekreter olarak kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, davalılara ihtarname keşide etmesine rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının 13.07.2009 tarihinde davalı derneğe dışarıdan genel sekreter olarak atandığını ve 09.04.2014 tarihinde bu görevine son verildiğini, davalı şirkette ise 01.05.2013 tarihinde genel koordinatör olarak göreve başladığını ve 09.04.2014 tarihinde görevine son verildiğini, davalı dernekteki genel sekreterlik görevinin yönetimin değişmesi, davalı şirketteki genel koordinatörlük görevinin de yönetimin değişmesi ile görevinin sona erdiğini, şirketin devri, yönetimlerin değişmesi ile davacının görevine son verildiğini, davacının görevine son verilme sebebinin görevini kötüye kullanması, yetkisi dışına çıkması ve şirketi zarara uğratması olduğunu, buna ilişkin olarak davacı aleyhine ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1654 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, zararın tespiti ile davacıya ödeme yapılmasının durdurulduğunu ve 04.09.2014 tarih, 15084 yevmiyeli ihtarname çekildiğini, davacının iş akdine haklı olarak son verildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının her iki davalının en yetkili kişisi olduğundan ve denetlenmediğinden tüm izinlerini kullanmasına rağmen kayıtlara geçirmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun HMK.353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında öncelikle çözümü gereken uyuşmazlık taraflar arasında iş sözleşmesi bulunup bulunmadığı, davacının işçi sayılıp sayılmadığı noktasındadır.
Dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından davacının 13.07.2009-09.04.2014 tarihleri arasında ... Belediyesi Spor Derneğinde çalıştığı, eşzamanlı olarak 01.05.2013-30.06.2013 tarihleri arasında ... İnş. .... Tur. San. Tic. A.Ş., 01.07.2013-31.12.2013 ile 01.01.2014-09.04.2014 tarihleri arasında ise ... İnş. .... Tur. San. Ltd. Şti. bünyesinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince mahkemece davacının her iki davalıya ait işyerinde aynı zamanda çalıştığı ve istihdamın eş zamanlı olarak yapıldığı, davalı şirketin ticaret sicil kaydının incelenmesinde ... Belediyesi Spor Derneği temsilcisinin de, diğer davalı şirketin karar mekanizmasına katıldığı, dernek ve şirketin ... Belediyesi bağlantılı olarak kurulup faaliyetlerini sürdürdükleri ve aynı alanda faaliyette bulundukları hususları birlikte değerlendirildiğinde aralarında organik bağ bulunduğu bu suretle tüm çalışma döneminden her iki davalının işçilik alacaklarından müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı taraf yargılama aşamasında, davacının davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve kurucu ortağı olduğunu ileri sürmüş ise de, mahkemece bu savunmaya değer verilmediği ve bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren, davacının şirkete verdiği zararların tazmini amacıyla Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını beyan etmiştir. Dosya kapsamında bulunan (ticaret mahkemesi dosyasına ait) bilirkişi raporunda davalı şirketin kuruluş tarihinin 25/01/2010 olduğu, davacının kurucu ortak ve yönetim kurulu başkanı, bir dönem tek imzalı tam yetkili müdür olduğu ifade edilmekte olup, ticaret mahkemesindeki talebin ise eldeki dosyanın davacısının yönetim kurulu başkanı olarak birtakım usulsüzlükleri sebebiyle şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle maddi tazminatın tahsiline yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosyada bulunan devir teslim belgesinde, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu ifade edilmektedir. Mahkemece davalı anonim şirketin ortaklarını ve kuruluşunu gösterir ticaret sicil kayıtları dosyaya getirtilerek, öncelikle davacının uyuşmazlık konusu dönemde işçi olarak çalışıp çalışmadığının açıklığa kavuşturulması gerekirken, belirtilen yönlerden araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetli değildir.
Kabule göre de, davacının önce davalı dernek bünyesinde çalışmaya başladığı, daha sonra eş zamanlı olarak davalı şirket bünyesinde de çalışmaya başladığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacının dosyaya sunduğu ihtarnameler incelendiğinde de, her iki davalıdan farklı miktarda ücret alacağının ödenmesini talep ettiği tespit edilmektedir. İlk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince davacının eş zamanlı olarak davalı dernek ve şirkette çalıştığı, bu iki davalının ... Belediyesine bağlı olarak faaliyet gösterdiği, davalılardan birinin diğerinin karar alma mekanizmasına dahil olduğu gerekçesiyle, davalılar arasında organik bağ bulunduğu sonucuna varılması yerinde görülmemiştir. Öncelikle, her iki davalı yönünden ayrı ayrı araştırma yapılarak davacı ile davalılar arasında iş sözleşmesi bulunup bulunmadığı, davacının davalılar bünyesinde işçi olarak çalışıp çalışmadığı açıklığa kavuşturulmalı, davacının her iki davalı bünyesinde işçi olarak çalıştığının belirlenmesi halinde ise, davalılar arsında “birlikte istihdam” ilişkisi bulunup bulunmadığı yönünden gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte incelenerek karar verilmelidir.
Belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30/06/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.