Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/3677
Karar No: 2008/7822
Karar Tarihi: 23.6.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/3677 Esas 2008/7822 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 2788 parsel sayılı taşınmazda paydaş olup,180,181 ve 182 sayılı özel parsellerin maliki olduğunu, taşınmazın fiilen taksim edildiğini davalının anılan özel parsellerin bulunduğu alana hastanenin parkı, bahçesi ile morg ve ardiye yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemiş. Davalı, çekişmeli taşınmazı tapuda paydaş olan G.Sağlık Şirketinden kiraladığını ve kira sözleşmesinin de tapuya şerh edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş. Mahkemece, davalının davada sıfatı bulunmadığından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay kararı bozmuş ve yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığından soruşturmanın tamamlanarak tekrar karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu 692. madde, 706. madde, 2. madde; Borçlar Kanunu 213. madde; Tapu ve Kadastro Kanunu 26. madde.
1. Hukuk Dairesi         2008/3677 E.  ,  2008/7822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/10/2006
    NUMARASI : 2003/678-2006/642

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 2788 parsel sayılı taşınmazda paydaş olup,180,181 ve 182 sayılı özel parsellerin maliki olduğunu, taşınmazın fiilen taksim edildiğini davalının anılan özel parsellerin bulunduğu alana hastanenin parkı, bahçesi ile morg ve ardiye yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
    Davalı, çekişmeli taşınmazı tapuda paydaş olan G.Sağlık Şirketinden kiraladığını ve kira sözleşmesinin de tapuya şerh edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş, dava ihbar olunan şirket ise, fer’i müdahil olarak davaya katılmak istediğini, çekişmeli özel parsellerin bulunduğu yerin kendilerine ait olduğunu belirtmiştir.
    Mahkemece, davalının davada sıfatı bulunmadığından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2788 parsel sayılı taşınmazda davacı ve dava kendisine ihbar edilen ......Sağlık Eğitim Sosyal Tesisleri Tic.A.Ş."nin paydaş oldukları ve dava dışı birçok paydaşın daha bulunduğu, davalı şirketin dava ihbar edilen ve paydaş olan .....Sağlık Eğitim Sosyal Tesisleri Tic.A.Ş."nin kiracısı olup kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği görülmektedir.
    Davacı, anılan taşınmazda 180, 181 ve 182 nolu özel parsellerin maliki olduğunu, taşınmazın fiilen taksim edildiğini ve anılan özel parsellere davalı şirketin yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanununun 692. maddesine göre fiili taksimin geçerli olabilmesi için tüm paydaşların katılımı ile yapılmış bir sözleşmenin varlığı şarttır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi