Esas No: 2021/231
Karar No: 2022/3896
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/231 Esas 2022/3896 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/231 E. , 2022/3896 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05.10.2017 tarih ve 2017/4 E.- 2017/178 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.12.2020 tarih ve 2017/6589 E.- 2020/2096 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "AİR KNİT+ŞEKİL" ibareli, 25. sınıfta tescilli markasının müvekkilinin tescilli "KİNETİX, FLOGART, POLARİS, FLO..." ibareli markaları ile benzer olduğunu, müvekkilinin tanınmış markalarından yararlanma amacı taşıdığını ve müvekkilinin tanınmışlığına ve markalarına zarar verdiğini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu belirterek müvekkiline ait markalara ait tecavüzün önlenmesine, men'ine ve davalıya ait 2015/70795 tescil numaralı "AİR KNİT" markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tescilli markasını kullandığını, taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas durumunun söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafa ait markanın esas unsurunun ’’KİNETİX’’ ibaresi olup zaman zaman tescillerde ’’KNX’’ ibaresinin olarak kullanıldığı, davalı tarafa ait markanın ’’AİR KNİT + şekil’’ markasının asli unsurunun KNİT ibaresi olduğu, diğer iberelerin tamamlayıcı unsur olduğu, davacı tarafın KİNETİX markası dikkate alındığında KNİT ibaresinin bunun kısaltılması olarak algılanabileceği, ortalama tüketici nezdinde karıştırma ve bağlantı kurma ihtimali bulunduğu, davalı markasının davacının markasının kısaltılmışı seri marka niteliğinde algılanacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne ve TPMK kayıtlarından terkinine, tecavüz yönünden davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davalıya ait markadaki "AİR" ibaresinin tescil kapsamındaki 25. sınıfta yer alan "koruyucu amaçlar olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç/dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, deriler, takkeler, kepler" emtiaları yönünden ayırt ediciliği bulunmayan, tanımlayıcı bir ibare olduğu ve kimsenin tekeline bırakılacak ibarelerden olmadığı, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında aralarında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, taraflar arasındaki Ankara 4. FSHHM'nin 2016/475 esas, 207/345 karar sayılı dosyasında görülen dava sonunda verilen kararın istinaf incelemesi sonunda esastan reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2019/4392 Esas, 2020/2581 Karar sayılı kararıyla markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığının tespit edildiğinin anlaşıldığı ve tescilin kötüniyetli olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.