3. Hukuk Dairesi 2017/14390 E. , 2017/12295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarafların boşandıklarını, davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, işini ve işyerini kaybettiğini, hiçbir gelirinin bulunmadığını, davalının mevcut malvarlığı ve geliri itibari ile yoksulluk durumunun söz konusu olmadığını belirterek, davalının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; nafakanın kaldırılmasını talep etmenin sözleşmeye bağlılık ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağını, anlaşmalı boşanma öncesinde ve sonrasında da çalıştığını, çalıştığı işin asgari ücretli, geçici bir iş olduğunu anlaşmalı boşanma öncesinde ve sonrası dönemde de kendine ait arsasından aylık 250 TL aldığını, dolayısıyla bir artış olmadığını, ayrı ev tutacak geliri olmadığı için ailesi ile yaşadığını, aylık ödenen nafaka 2009 yılında 200,00 TL iken 5 yıl geçtiğini ve hala 200,00 TL olduğunu, davacının bir villada ikamet edip, işyeri sahibi olduğunu, davacının velayeti altındaki müşterek çocuğu koleje gönderdiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, ... 7. Aile Mahkemesinin 23/06/2009 tarih, 2009/294 Esas, 2009/828 karar sayılı kararı ile davalı yararına hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının davanın açıldığı 08/05/2014 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
TMK.nun 176/4. maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 176/3. maddesi uyarınca; "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır."Davacı; yoksulluk nafakasının takdir edildiği tarihten sonra kendi sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını gerektirecek değişiklikler olduğunu, buna karşılık davalının yoksulluk durumunun olmadığını iddia ederek nafakanın kaldırılması talep etmiş, mahkemece; davalının işe girdiği, 1.200,00 TL maaş aldığı, 300,00 TL ek geliri bulunduğu, ailesine ait evde oturduğu ve davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir.
Somut olayda dava dosyasının incelenmesinde; davacının sosyal ekonomik durumunun tespit edilmediği, kaybettiğini iddia ettiği iş ve işyerinin araştırılmadığı, bunun yanında davalının boşanma öncesindeki sosyal ekonomik durumunun belirlenmediği, davalının mevcut gelir ve ek gelirinin boşanma öncesinde de var olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılıp, tarafların mevcut aylık gelirlerinin belirlenmesi, davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği, davalı kadının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığı ve ek gelirinin bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi, davalı nafaka takdiri sırasında çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğu nazara alınıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakasını tamamen kaldıran bir husus olmadığı da göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.