MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davaya konu ... İli, ... İlçesi, ... Mah ... Caddesinde kain ... İşhanının tamamının Yap İşlet Devret modeli ile aylık 748.000,00 TL bedelle 25 yıllığına davalı şirkete kiralanmış olduğunu, sözleşmenin 1.maddesinde işin süresi ve kira ödemelerinin, taşınmazın tümüyle boşaltıldığı tarihte başlayacağının açıkça belirtildiğini, sözleşmenin açık hükmüne rağmen davalı-kiracının tamamen boşaltılan gayrimenkulü teslim almaktan imtina ettiğini, davalı tarafın tamamen boşaltılan ve teslime hazır olan gayrimenkulde inşaat işlemlerine başlamış olmasına rağmen kira ödemeye başlamayı geciktirmek için yeri teslim almaktan açıkça ve kötü niyetli olarak imtina ettiğini, davalıya gönderilen 05/09/2013 tarihli yazıda taşınmazın sözleşme şartlarına uygun olarak teslimine hazır olunduğunun davalıya bildirildiğini, yazıya cevap verilmemesi üzerine 20/09/2013 tarihli yazının tebliğ edilerek yazının tebliği ile birlikte taşınmazın resen tesliminin yapılacağının bildirildiğini, davalı aleyhine ... 14.İcra Müdürlüğünün 2013/26807 esas sayılı dosyası ile 900.951,04 TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, davalının asıl alacağa ve faiz oranına itirazının iptali ile alacağın tahsiline, haksız itiraz nedeni ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, Asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın, davaya konu taşınmazın teslim şartına bağlı İnşaat yapım ve İşletmesine dayalı Şartlı Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan Malvarlığına ilişin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu"na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK"dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Her ne kadar taraflar arasında yap işlet devret modeliyle akdi ilişki kurulmuş ise de davacının talebi davalının kullanımından kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Alacağın bu niteliği gereği sulh hukuk mahkemeleri görevli olup mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.