3. Hukuk Dairesi 2017/4379 E. , 2017/12338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kiracıların akde aykırı olarak kiralananı diğer davalı şirkete devrettiğini, sözleşmeye göre izin almadan devrin yasak olduğunu bildirerek akde aykırırlık nedeniyle davalıların tahliyesini istemiştir.
Davalılar vekili dilekçesinde, kira sözleşmesinin gerçekte şirket adına yapıldığını, davacının bunu bildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davaya konu şirketin tek ortak ve yetkilisinin davalı ... olduğu, davalının sahibi olduğu şirket tarafından amacına uygun olarak kiralananın kullanılmasının akde aykırırlık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık davalı kiracının, kiralananı akde aykırı olarak kullandığı iddiasından kaynaklanmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 316. maddesi hükmü uyarınca; kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.
Olayımıza gelince; davaya dayanak 01.08.2010 başlangıç tarihli ve 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri uyarınca; davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından davalılara taşınmazların ayrı ayrı kiralandığı, taşınmazların çatılı işyeri niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmelerinin genel şartname 16. maddesinde " kiracı, kiralayan idareden izin almadan başkasına kullandıramaz, kısmen dahi devredemez. Başkasına işgal ettiremez, kar ortağı alamaz, genişletemez, şirket grupları sözleşme genel şartlarına uymak kaydı ile bünyelerindeki sahibi oldukları şirket ve bayilere kullandırabilir. " düzenlemesi bulunmaktadır. Davaya konu taşınmazların davalı şirket tarafından kullanıldığını davalılar kabul etmiştir.Bu durumda, mahkemece davalıların akde aykırı olarak taşınmazı 3. kişi konumundaki diğer davalı şirkete kullandırttığı dikkate alınarak TBK"nun 316 maddesi uyarınca davalılara usulune uygun süreli ihtarname tebliğ edilip edilmediği üzerinde durularak, usulune uygun süreli ihtarname tebliğ edildiğinin anlaşılması halinde akde aykırılık nedeniyle davalı kiracıların ve fuzuli işgal nedeniyle davalı şirketin kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.