Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6314
Karar No: 2008/8500

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6314 Esas 2008/8500 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, bir binada bulunan daireyi satın almış ancak bu dairenin kendisine teslim edilmediğini ve davalının tasarrufunda olduğunu iddia ederek elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davacının iddiasını sabit görmediği için davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay kararı değerlendirdiğinde paydaşlar arasında harici bir taksim sözleşmesi veya fiili kullanım biçimi oluşmamışsa elatmanın önlenmesi davası değil taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri ise Medeni Kanun'un 706, 213 ve 26. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2008/6314 E.  ,  2008/8500 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞİŞLİ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/03/2008
    NUMARASI : 2006/476-2008/82

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,kayden paşdaş  olduğu 9 parsel sayılı taşınmazda  bulunan binanın 2. kat cami tarafına bakan dairesini satın aldığını,payına karşılık kendisine bağımsız bölüm teslim  edilmediği gibi,satın aldığı daireyi davalı M.’in tasarruf  ettiğini ileri sürerek  çekişmeli yerin payına isabet eden  daire olduğunun tespiti ile elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalılar,davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece,davacı iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

               -KARAR-

    Dava, paydaşlar  arasında  elatmanın önlenmesi ve çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın  reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ,toplanan delillerden çekişmeli 9 parsel sayılı taşınmazda  davacının 7/100, davalı Mehmet Sakarya"nın 4/200 pay sahibi  oldukları,davalı  A.in  kayda dayalı  bir hakkının bulunmadığı ancak anılan taşınmaza ilişkin  davacı ile satış vaadi  sözleşmesi  düzenlediği,taşınmazda  12 daireli bina olduğu,kat mülkiyeti  yada kat  irtifakının  kurulmadığı,davacının payına karşılık tasarruf ettiği yada  edebileceği bir yer olmadığı gibi dava dışı bir kısım  paydaşlarında  kullanabilecekleri yer olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalı A. ile  yaptığı satış vaadi sözleşmesine göre sicile yansıyan payına karşılık gelen daireyi davalı M."in tasarruf ettiğini ileri sürerek çekişmeli yerin (dairenin) kendisine  ait olduğunun tespiti ile elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. 
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz.  Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. 
     O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
     Hal böyle olunca; yukarıda  açıklanan ilkeler,belirlenen olgularla birlikte  değerlendirildiğinde ,davacının  zeminde  paydaş bulunduğu,yapının taşınmazın mütemmimi haline geldiği,tüm paydaşları bağlayan bir taksim olgusunun gerçekleşmediği,davacının ve dava dışı bir kısım paydaşlarında tasarruf edebileceği bir yer  bulunmadığı gözetilerek,paya vaki elatmanın  önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
     Davacının temyiz itirazları  yerindedir.Kabulüyle  hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,7.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.             



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi