Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6336
Karar No: 2008/8520
Karar Tarihi: 07.07.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6336 Esas 2008/8520 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, malik olduğu taşınmazda bulunan davalının tecavüzlü olduğunu iddia ettiği seranın yıkımı ve ecrimisil talebinde bulunmuştur. Davalı ise kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Daire, harita mühendisi veya fen memuru sıfatı taşıyan bilirkişi heyeti aracılığıyla zemine yapılan muhtesatın mülkiyet alanında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Mahkeme, bozmaya uyarak ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ve elatmanın önlenmesi ile yıkım talebinin kabulüne karar vermiştir. Ancak mahkeme, daha önce elde edilen bilirkişi raporunu dikkate almamıştır. Ayrıca davalının tescil, paydaşlık veya irtifak hakkı talebine karar verilmemiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesi uyarınca taşkın yapı sebebiyle tescil istemesine mani bir hüküm bulunmadığı vurgulanarak, mahkemece tüm taleplerin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karar, bozularak yeniden görülmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 724, 683/2 ve 725. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2008/6336 E.  ,  2008/8520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DEMRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 14/02/2008
    NUMARASI : 2007/88-2008/35

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 87 parsel sayılı taşınmazına komşu 86 parselde bulunan davalıya ait cam seranın tecavüzlü olduğunu, davalının çekme mesafelerine uymayarak serasını inşa ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
    Davalı, kesin hüküm bulunduğunu belirterek davanın reddini savunarak temliken tescil, taşınmazda paydaş kılınması veya irtifak hakkı tesisi isteminde bulunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “....daha önce görülüp kesinleşen karara esas alınan bilirkişi raporu ile, eldeki davada edinilen bilirkişi raporları arasındaki aykırılığın harita mühendisi veya fen memuru sıfatına haiz 3 kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla önceki raporlarda gözetilmek suretiyle keşfen giderilmesi zeminde mevcut davalı tarafından yapılan muhtesatın hangi tarafın mülkiyet alanında kaldığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak ecrimisil isteminin kısmen kabulüne; elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     
                                                   -KARAR-
     
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararında özetle "daha önce davacının bayi ile davalı arasında görülüp kesinleşen karara esas alınan bilirkişi raporu ile eldeki davada edinilen bilirkişi raporları arasındaki aykırılığın harita mühendisi veya fen memuru sıfatını haiz 3 kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla  önceki raporlarda gözetilmek suretiyle keşfen giderilmesi, zeminde mevcut davalı tarafından yapılan muhtesatın hangi tarafın  mülkiyet alanında kaldığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve ondan sonra  bir hüküm kurulması..." gereğine değinilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla  bozma kararı lehinde  olan taraf yararına usuli kazanılmış  hakkın doğacağı ve buna göre bozma kararında  belirtildiği şekilde  araştırma ve inceleme yapılması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Ne varki, mahkemece bozma kararına uyulmuş olmakla beraber  daha önce görülüp kesinleşen elatmanın önlenmesi davasında elde edilen 26.09.1996 tarihli bilirkişi raporu gözetilmemiş ve bozma kararından sonra elde edilen raporda bununla ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır.
    O halde, bozmaya uyulduktan sonra yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.
    Diğer taraftan davalı, davacının taşınmazına taşkınlığın belirlenmesi halinde taşkın bölüm yönünden Türk Medeni Kanunu"nun 725.maddesi gereğince temliken tescil, taşınmazın ifrazının mümkün olmaması halinde paydaş kılınmak veya bu bölüm yönünden irtifak hakkı tesisini istemiş, mahkemece müstakil davaya konu olması gerekeceğinden bahisle  hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği  görülmektedir.
    Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu"nun 724. maddesinden kaynaklanan haksız inşaat durumunda davalının kendisine karşı mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan ve Türk Medeni Kanunu"nun 683/2 maddesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında savunma yoluyla istekte bulunamayacağı tartışmasız ise de, aynı dava içerisinde Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesi hükmü uyarınca taşkın yapıdan kaynaklanan sebeple savunma yolu ile tescil istemesine mani bir hüküm bulunmamaktadır.
    Öyle ise, mahkemece, bu istek bakımından da  değerlendirme yapılmadan  yazılı olduğu üzere kurulan hükmün yasal olduğu kabul edilemez.
    Hal böyle olunca, davalının değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  07.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
                        -AÇIKLAMA-

    Yüksek Dairenin bozma kararına karşı bildirdiğimiz nedenlerle yerel mahkemece verilen kararın doğru olduğu gerekçesiyle onama yönünde görüş belirtilmiş ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmakla, yanlar yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan, sayın çoğunluğun bozma kararına katılıyoruz.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi