Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1310
Karar No: 2015/21130
Karar Tarihi: 26.11.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/1310 Esas 2015/21130 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/1310 E.  ,  2015/21130 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi

    Davacı, 01/07/1988-25/06/1994 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı tarafın temyizine gelince;
    Davacı, davalı Kurum tarafından iptal edilen 01.07.1988-25.06.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık sürelerinin tespit ve tescili ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.
    Mahkemece,ilamda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık, davacının Vergi kaydının sonlandığı ve Esnaf Sicil kaydının olmadığı dönemde 1992 affından yararlanarak borçlandığı sigortalılık süresinin geçerli olup olmadığına ilişkindir.
    Davalı Kurum, davacının 92 affından yararlanarak borçlandığı ve 2003 yılında tamamen ödediği 1988-1994 tarihleri arasındaki Bağ-kur sigortalılığını iptal etmiş ve vergiye kayıtlı olduğu tarihler doğrultusunda sigortalılık süresini yeniden düzenlemiştir.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa, Bağ-Kur’ lu olabilme yönünden söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece Yasa"nın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını kabul etmiştir. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa, bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde ise esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir. Anılan düzenleme 4956 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur.
    Dosya kapsamından; davacının oda kaydının olmadığı , 07.01.1984-01.07.1988, 17.03.94-25.07.1994 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, 14.02.1992 tarihinde kayda alınan giriş bildirgesi ile tescil edildikten sonra iptal işlemi sonucu 07.01.1984-01.07.1988, 17.03.1994-25.06.1994 tarihleri arasında zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak kabul edildiği, 1992 yılında af yasası kapsamında tescil tarihinden itibaren tüm primlerini ödediği, 1991-2010 yılları arasında kesintili olarak 506 Sayılı Yasa kapsamında çalışmasının olduğu anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davacının1992 affından yararlanarak tespiti istenen süreyi ödediği ve 17.11.2003 tarihine kadar ödediği, bu nedenle 01.07.1988-25.06.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığına geçerlilik tanınarak yaşlılık aylığı koşullarının araştırılması ve bu hususta karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi