Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6288
Karar No: 2008/8558
Karar Tarihi: 07.07.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6288 Esas 2008/8558 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar ve davalı F, el birliği mülkiyetinde bulunan bir taşınmazda pay sahibiydiler. Davalı N, taşınmazı koruma ve bakım karşılığında davalı F tarafından kullanımına verilmişti. Davacılar, taşınmazın gelirinden istifade edemediklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulundular. Mahkeme, davalı F hakkında elatmanın önlenmesi, davalı N hakkındaki tüm isteklerin reddine ve davalı .hakkında ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verdi. Davacılar ve davalı F karara temyiz ettiler. Yargıtay kararı bozarak, davacıların taşınmazda herhangi bir yer kullanmadığı ve kullanabilecekleri bir yerinde bulunmadığı için intifadan men olduğu görüldü. Dolayısıyla, davalı F yönünden paya vaki elatmanın önlenmesi, diğer davalı N yönünden mutlak surette elatmanın önlenmesi ve belirlenecek miktara göre davacıların payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri:
- Medeni Kanunun 706. maddesi
- Borçlar Kanununun 213. maddesi
- Tapu Kanununun 26. maddesi
- Medeni Kanunun 2. maddesi
- İçtihadı Birleştirme Kararı (21.06.1944 tarih ve 13/24 sayılı)
1. Hukuk Dairesi         2008/6288 E.  ,  2008/8558 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SÖKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/02/2008
    NUMARASI : 2006/594-2008/48

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, davalılardan F. ile birlikte el birliği mülkiyet üzere olan 1267 parsel sayılı taşınmazda malik olduklarını, taşınmazın davalı F.tarafından diğer davalıya kiraya verilip, ürün ve gelirinden istifade edemediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı F., taşınmazın korunması ve bakımı karşılığında miras bırakanları tarafından diğer davalı N.’ye kullanması için verildiğini, davalı N. ise; taşınmazda kiracı olmadığını, taşınmazın korunması ve bakımını davalı F.kendisinden istediği için kullandığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı F.hakkında elatmanın önlenmesi, davalı N.hakkındaki tüm isteklerin reddine, davalı .hakkında ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacılar ve davalılardan F. Ö. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1267 parsel sayılı taşınmazın davacıların ve davalı F.’nın ortak miras bırakanları F. G.adına kayıtlı olduğu, ölümüyle davacılar ve davalı F.’nın irsen malik durumuna geldikleri, davalı N.nin ise, taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazın davalı F. tarafından bu kişinin kullanımına bırakıldığı, davacıların bu kullanıma onay vermedikleri anlaşıldığına göre, davalı N.’nin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Davacıların temyizine gelince;
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere; Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 2l3, Tapu Kanunun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.

    Somut olaya gelince, belirlenen olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, davacıların taşınmazda herhangi bir yer kullanmadığı ve kullanabilecekleri bir yerinde bulunmadığı belirlendiğine göre, davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği görülmektedir.
    Hal böyle olunca, davalı F. yönünden paya vaki elatmanın önlenmesi, diğer davalı N. yönünden 21.06.1944 tarih ve 13/24 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak surette elatmanın önlenmesine ve belirlenecek miktara göre davacıların payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi