Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/106
Karar No: 2017/12360
Karar Tarihi: 20.09.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/106 Esas 2017/12360 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/106 E.  ,  2017/12360 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, galerici olan davalı ... aracılığı ile haricen traktör satın alarak bedelini ödediğini, ancak traktörün maliki tarafından bir başka kişiye satıldığını ileri sürerek, traktörün dava tarihindeki rayiç değerinin adı geçen davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı ..., kendisinin yalnızca traktör alım satımı konusunda aracı olduğunu, davacının kendisine ödeme yapmadığını, traktörün maliki tarafından davacı dışında bir başka kişiye satıldığını sonradan duyduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    ..."ün komisyoncu olduğu ona bir satış bedeli ödenmediği gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 25.02.2015 tarih 2014/21494 E, 2015/2983 K sayılı ilamı ile, “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Dairemizin bozma ilamında mahkemece; davalı ... yönünden davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş, ancak mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra hiçbir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre, satış bedelinin davalı ..."e ödenip ödenmediği yönünde davacının delilleri ve davalının karşı delilleri sorularak değerlendirilmeli, davacının dava dilekçesinde vs. deliller demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşılmakla, gerekirse davacının davalıya yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonunda; kısa kararda davanın kısmen kabulü ile, 18.000 TL alacağın dava tarihi olan 18.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Sebahattin Dereliçay"dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; gerekçeli kararda ise, davalı ... hakkında hüküm kurulmuş, hüküm süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, geçersiz araç satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yargılamanın açıklığı ilkesi kabul edilmiştir. Yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün verilmesi, tefhimi ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı hususları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Aynı yasanın 298/2. maddesinde de, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi prensip olarak kabul edilmiştir. Bu itibarla; hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil kurulması gerekmektedir.
    Somut olayda; mahkemece verilen kısa kararda, “davanın kısmen kabulü ile, 18.000 TL alacağın dava tarihi olan 18.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Sebahattin Dereliçay"dan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş; gerekçeli kararda ise, yazım hatası yapıldığı belirtilerek davalı ... aleyhine hüküm kurularak, kısa kararla gerekçeli karar arasında davalı yönünden çelişkili bir durum yaratılmıştır. Eldeki dava, daha önce temyiz incelemesinden geçmiş olup; birden fazla davalı hakkında açılan davada, kısa kararda aleyhine hüküm kurulan davalı Sebahattin Dereliçay hakkındaki hükmün kesinleştiği, bozma sonrası yargılamaya sadece davalı ... yönünden devam olunduğu anlaşılmıştır. Ancak, hüküm sonucu bir hakkın taraflardan hangisine teslim edildiği, yahutta borcun kime yüklendiğinin tereddüte yol açmayacak şekilde belirtilmesi şarttır. Oysa davalılardan hangisinin borç altında olduğu hususunda mahkemece yapılan hatanın basit bir yazım hatası olarak kabul edilmesine imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle olayda 6100 sayılı HMK"nın 183. maddesindeki açık yazı ve hesap hatalarının maddi hata olduğu ve bunların da karar verilinceye kadar düzeltilebileceği hükmünün somut olaya uygulanmasına imkan bulunmamaktadır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması halinde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılacaktır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı ifade edilmiştir. kısa kararın çelişki yaratan kısmının hakim tarafından düzeltilerek onaylanmasının tefhim edilen kararı ortadan kaldırması da mümkün olmadığından, gerek anılan yasal düzenlemeler gerekse İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi