Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6754
Karar No: 2008/8661

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6754 Esas 2008/8661 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, miras bırakanın torununa yaptığı taşınmaz bağışının mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ve bağışın yapıldığı tarihte miras bırakanın hukuki ehliyetinin bulunmadığını iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Ancak, mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden yeterli araştırma yapılmadığı ve delillerin eksik toplandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda da kararın isabetsiz olduğu belirtilmiş ve karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Medeni Kanunun 9. maddesi: Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
- Medeni Kanunun 10. maddesi: Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
- Medeni Kanunun 13. maddesi: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.
- Medeni Kanunun 15. maddesi: Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, yapacağı iş
1. Hukuk Dairesi         2008/6754 E.  ,  2008/8661 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/11/2007
    NUMARASI : 2002/180-2007/305

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar,miras bırakan H.E.1487,3681 ve 3869 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torunu M.a bağış suretiyle temlik ettiğini,yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu,aynı zamanda temlik tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline ya da tenkise karar verilmesini istemişler,3869 parsel hakkında ve tenkis yönünden davadan feragat etmişlerdir.
    Davalı M. davanın reddini savunmuş, diğer davalı Ş. ise davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece,çekişme konusu taşınmazların miras bırakan tarafından şekil koşullarına uygun olarak bağış suretiyle temlik edildiği gerekçesi ile davalı M.hakkında esas yönünden,diğer davalılar hakkında ise husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ."nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemi ile açılmış olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Miras bırakan H.E.in çekişme konusu taşınmazlardaki paylarının 25.8.1999 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini kayıtsız şartsız davalı torunu M.’a bağış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, aynı zamanda murisin işlem tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Ancak, mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğu söylenemez.
    Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Türk Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörHal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerle, H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,9.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi