Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/27
Karar No: 2022/3733
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/27 Esas 2022/3733 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/27 E.  ,  2022/3733 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.12.2018 tarih ve 2016/406 E. - 2018/693 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/282 E. - 2020/720 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin çizdiği mimari projenin davalı üniversite tarafından ücretleri ödenmeden ve izinsiz uygulandığı iddiası ile açılan davada, projelerin müvekkiline ait olduğuna ve davalı tarafa teslim edilen tüm proje kapsamına göre belirlenen rayiç bedelin 3 katı tazminata karar verildiğini, bu karara karşı davalı üniversite tarafından başvurulan temyiz incelemesinde ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından, fiilen uygulanan proje metre kareleri yönünden FSEK 68. madde uyarınca tazminat verilmesi gerektiğine ve mahkemece verilen 3 katı tazminatın onanmasına karar verildiğini, kısmi bozma yönünden ise davanın Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/217 Esasıyla derdest olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı üzerine, Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/62 D.İş sayılı dosyası ile davalı Üniversite kampüsünde yapılan tespit sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, müvekkiline ait mimari projenin 15.384 m2 daha uygulandığının anlaşıldığını, davalı Üniversite tarafından projelerde değişiklik yapılmış olsa da asıl temel uygulamaların, müvekkilinin projesinin uygulanması ile olduğunu ileri sürerek, Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/217 Esas sayılı dosyasında hükmedilecek olan m2 dışında kalan kısımların tespiti ile uygulanan kısımların rayiç bedellerinin hesaplanmasına, şimdilik 10.000 TL'nin 3 katı kadar tazminata ve FSEK 70/1. madde gereğince 300.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, FSEK 68. maddesi gereğince hükmedilecek rakama, projenin uygulanma tarihinden itibaren avans, FSEK 70. maddesi gereğince hükmedilecek manevi tazminata projelerin uygulanma tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiş, 29.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 93.189,85 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirket yetkilisinin projeyi bizzat kamuya duyurduğunu, davacının üniversiteye sunduğu projenin uygulama amaçlı ve bağış iradesi ile kendilerine gönderildiğini, ilave yapıların farklı firmalardan temin edildiğini, yapım aşamasında kendilerinin de müdahalelerinin olduğunu, bu durumun izinsiz kullanım olmadığının ispatı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının hak sahibi olduğu projelerin 5846 sayılı FSEK'nin 52. maddesine uygun bir sözleşme olmaksızın zemine uygulanması suretiyle çoğaltılması söz konusu olduğu, FSEK'nin 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca izinsiz çoğaltma eylemi nedeniyle dava konusu projelerin uygulandığı yapıların metrekare alanları dikkate alınmak suretiyle, 5846 sayılı FSEK'nin 68. maddesi uyarınca ödenmesi gereken rayiç telif bedelinin belirlenmesinin gerektiği, davacıya ait mimari projenin, ismine yer verilmeden kamuya arz edildiğinden, davacının FSEK'nin 14 ve 15. maddelerinde belirtilen manevi haklarının da ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 93.189,85 TL’nin 5846 FSEK'nın 68. maddesi gereğince 3 kat fazlası ile projenin uygulanmaya başladığı 25/05/2010 tarihinden itibaren, 100.000,00 TL manevi tazminatın da haksız fiil tarihi olan 25/05/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/217 Esasıyla derdest olan davanın konusunun, davacıya ait mimarlık projesinin, davalının Eğitim Fakültesi A ve B Bloklarında uygulanan 5.176 m2'lik kısıma ilişkin olduğu, işbu davada ise bunun dışında kalan davalıya ait yerlerde projenin uygulanıp uygulanmadığının, uygulanmışsa rayiç bedelinin ne olduğunun tespitinin gerektiği, somut uyuşmazlıkta mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise davacıya ait mimarlık projesinin, davalının hangi fakültelerinde, kaç m2 alan için ve kaç kez uygulandığının, usulüne uygun ve denetime açık bir şekilde tespit ettirilmiş bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, 11/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    5846 sayılı Fikri ve Sanat Eserleri Kanun'un 68/1 maddesinde "Eserin, eser sahibinin izni olmadan çevrilmesi, sözleşme dışı veya sözleşmede belirtilen sayıdan fazla basılması diğer biçimde işlenmesi veya radyo, televizyon gibi araçlarla yayınlanması veya temsil edilmesi halinde, izni alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği" düzenlenmiş,
    Aynı Yasa'nın 66/son maddesinde "tecavüzün şümulü, kusurun olup olmadığı ve ağırlığının takdir edileceği" öngörülmüş,
    6088 sayılı Türk Borçlar Yasası'nın 51/1 maddesinde "Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği" vaz'edilmiş,
    4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4. maddesinde de "Kanun'un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği" belirtilmiştir.
    5846 sayılı Yasa'nın 68/1 maddesinde öngörülen sınırlama, mali haklara tecavüz halinde hak sahiplerinin dava yolu ile talep edebilecekleri azami had olup, yasa hükmü hakimin bu üst sınır ile bağlı olduğuna ilişkin bir düzenleme veya takdir yetkisine yönelik bir olumsuzluk taşımamaktadır.
    Hakim, bu sınır içinde kalmak kaydıyla, açıklanan yasa hükümlerine göre somut gerekçelerle tazminatı takdir edecek ve gerekçesini de karar yerinde gösterecektir.
    Anayasa Mahkemesi'nin 28.02.2013 gün 2012/133 Esas, 2013/33 Karar sayılı karar gerekçesinde de maddedeki 3 katı ibaresi ile, hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği üst sınır olduğu, hakimi bağlayıcı mutlak bir sınırlama olmadığına işaret edilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, hakim 5846 sayılı Yasa'nın 68/1 maddeleri gereğince, hiçbir değerlendirme yapmaksızın ve gerekçesini karar yerinde somut bir şekilde tartışmaksızın 3 katı maddi tazminata hükmetmiş olup mahkemenin bu şekilde gerçekleşen kabulü, 5846 sayılı Yasa'nın 68/1, 66/son, TBK 51/1 ve TMK 4. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan davalının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddi ile yazılı şekilde kararın onanmasına yönelik sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi