11. Hukuk Dairesi 2017/5395 E. , 2019/1926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23/11/2016 tarih ve 2012/391 E. - 2016/353 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 13/09/2017 tarih ve 2017/215-2017/872 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 12.10.2004 tarihli mahkeme kararıyla davacının hesabına ihtiyati tedbir konulduğunu, o tarihte davacının vadesiz hesabında 945,00 TL, menkul hesabında ise hazine bonosu olarak 40.030,00 TL"nın bulunduğunu, mahkemenin 28.08.2012 tarihli yazısı ile tedbirin kaldırıldığını, davacının bankaya telefonla hazine bonusu alınması hususunda talimat verdiğini, davalı bankanın vadesi dolan hazine bonosundaki parayı en azından üçer aylık vadeli hesaba aktarması gerekirken vadesiz hesaba aktardığını, 2004 - 2012 yılları arasında paranın vadesiz hesapta tutulması nedeniyle davacının zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faiz alacağının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiş ve ıslah dilekçesiyle talebini 76.108,74 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, şubeye husumet yöneltilemeyeceğinden şube yönünden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davanın belirsiz veya kısmi alacak davası şeklinde açılamayacağını, ihtiyati tedbir kararında hesapların nemalandırılmasına ilişkin bir talimat bulunmadığını, davacının da bu hususta herhangi bir talebinin, başvurusunun veya talimatının sözkonusu olmadığını, davacının vadesiz hesabından hazine bonosu alındığını, hazine bonosu alınmasıyla hesabın vadeli hesaba dönüşmeyeceğini, davacının tedbir kararının konulduğu 13.10.2004 tarihinden 06.09.2012 tarihine kadar mevduatını hiçbir şekilde kontrol etmediği için iyiniyet iddiasında da bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, bankanın davacının herhangi bir talimatı olmamasına rağmen parasını vadesiz hesaba aktardığı, 16.12.2004 tarihinden 06.09.2012 tarihine kadar herhangi bir yatırım işlemi yapmadığı, mevduatın vadesiz hesapta kalması nedeniyle davacının faiz kaybı oluştuğu, davalı bankanın hizmet kusuru bulunduğu, zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 76.108,74 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, ihtiyati tedbir kararı üzerine hesap sahibinin ve bankanın hesap üzerinde tasarruf hakkının kalmadığı, ihtiyati tedbir kararına rağmen davalı bankanın 16.12.2004 - 06.12.2006 tarihleri arasında davacının vadesiz mevduattaki parasını menkul kıymet şeklinde değerlendirilmesinin bundan sonra da bu şekilde veya başka bir şekilde davacının mevduat hesabındaki parayı değerlendirmesi gerektiği sonucunu doğurmayacağı, davacının mahkemece konulan ihtiyati tedbir nedeniyle uğradığı zararını bankaya karşı ileri süremeyeceği, vadesiz hesaptaki paranın ancak vadesiz mevduat hesabı için uygulanan faiziyle birlikte ödenmesinin istenebileceği, bilirkişi raporun göre de bu miktarın 761,31 TL olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği, hatalı bilirkişi raporuna istinaden verilen değer artırım dilekçesi yerine dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL dikkate alınarak kabul ve reddedilen miktara göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, karar başlığında hem banka genel müdürlüğü hem de şube davalı gösterilmiş ise de genel müdürlüğe karşı açılan davalarda şubeye husumet düşmeyeceğinden şubenin davalı olarak fazladan gösterilmesinin maddi hata olduğu gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 761,31 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ıslah ile arttırılan 76.108,74 TL"ye göre değil de dava dilekçesinde belirtilen 1.000,00 TL dikkate alınarak davalı yararına 238,68 TL vekalet ücretine hükmedilmişse de davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, yargılama aşamasında davacının ıslah dilekçesi ile talebini 76.108,74 TL"ye yükselttiği ve buna ilişkin harcını yatırdığı, dolayısyla dava değerinin ıslahtan sonra 76.108,74 TL olduğu değerlendirildiğinde reddedilen 75.347,42 TL dikkate alınarak davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.