3. Hukuk Dairesi 2020/12266 E. , 2021/11249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı; 16/04/2006-25/08/2011 tarihleri arasında davalıya ait minibüste "şoför" olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ulusal bayram genel tatil, ücret, hafta tatili, fazla mesai alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı; davacının hak kazandığı ücretin günlük olarak ödendiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığını, işe gelmeyen davacının iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, haklı fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, diğer alacak taleplerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davanın açıldığı Afyonkarahisar İş Mahkemesince; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2015/34232 Esas 2018/15090 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda davacının, şehir içi yolcu taşımacılığı yapılan minibüste şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple öncelikle, anılan minibüsteki çalışan sayısı, davalının bedeni çalışması bulunup bulunmadığı, hangi usulde vergilendirildiği gibi hususlar araştırılmalı ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalının esnaf kabul edilip edilmeyeceği, uyuşmazlığın İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği açıklığa kavuşturulmalıdır. Belirtilen yönden bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş; mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulü ile net 4.136 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle, net 1.316 TL ihbar tazminatının 100 TL"lik kısmının dava tarihinden, 1.216 TL"lik kısmının ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle, net 506 TL genel tatil alacağının 100 TL"lik kısmının dava tarihinden, 406 TL"lik kısmının ıslah tarihinden itibaren bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle, net 1.316 TL yıllık izin alacağının 100 TL"lik kısmının dava tarihinden, 1.216 TL"lik kısmının ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle, net 11.489 TL fazla mesai alacağının 100 TL"lik kısmının dava tarihinden, 11.389 TL"lik kısmının ıslah tarihinden itibaren bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle, net 4.526 TL ücret alacağının 100 TL"lik kısmının dava tarihinden, 4.426 TL"lik kısmının ıslah tarihinden itibaren bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK"nın 313 ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmaktadır. Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ile yıllık izin ücretleri alacağı yer almaktadır. BK’nın 344. maddesinde; "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim takdir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK’nın 345. maddesinde ise; "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur. Bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir. Yine, BK"nın 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup; "Sözleşme ile kararlaştırılmış ya da mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." BK"nın 334. maddesinde ise; "İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir."
Somut olaya dönülecek olursa; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre; dava; hizmet akdinin haksız olarak davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan işçilik alacakları isteğine ilişkindir. Mahkemece, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra 818 Sayılı BK’nın 344 ve 345. maddeleri uyarınca hizmet akdinin feshinin haklı olup olmadığı varılacak sonuca göre yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek tüm taleplerin birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, davacının talepleri hakkında görevsiz İş Mahkemesi tarafından aldırılan ve İş Kanunu hükümlerine göre değerlendirme yapılan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.