Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7761
Karar No: 2012/4502
Karar Tarihi: 21.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7761 Esas 2012/4502 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7761 E.  ,  2012/4502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 09.11.2010 gün ve 12/149 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde; 123 ada 1 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, üzerinde 25 yaşını aşkın kavak ağaçları bulunduğunu, vekil edeninin zilyet ve tasarrufu altında olduğunu açıklayarak Hazinenin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, 6.4.2010 tarihli havale dilekçesinde, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden bulunduğunu, 3402 sayılı Kanunun 16 ve 17. maddeleri gereğince kazanılacak yerlerden bulunmadığını, meralar, köyün ortak kullanımına açık yerlerden olup, 4342 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca zilyetlikle edinilecek yerlerden sayılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu 123 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazınmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada dava koşulu üzerinde durulmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu yerin vekil edeninin babasından kaldığı konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamış ise de, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, dava konusu yerin davacının babası ..."dan kaldığını, öldükten sonra oğlu davacıya intikal ettiğini bildirmişler, ancak intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Dosya arasında bulunan nüfus aile kayıt tablosuna göre miras bırakan ..."ın davacı ... dışında başkaca mirasçılarının da olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında öncelikle muris ..."a ait veraset belgesinin davacıdan istenerek dosya arasına konulması, çayır niteliğinde kullanılan 123 ada 1 sayılı parselin muristen satış, bağış ya da terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşüp düşmediğinin araştırılması, ölüm tarihi itibariyle Ali Murat’ın terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, dava konusu yer satış, bağış veya paylaşım sonucu davacıya düşmüş ise davanın bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda açıklanacak eksikliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Yapılacak araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın satış, bağış ya da paylaşım sonucu davacıya düşmediğinin saptanması halinde, davacının sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğu gözetilerek ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz için TMK.nun 702. maddesi uyarınca davacının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir. Çünkü, TMK.nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Bu nedenle davanın tüm mirasçılar tarafından üçüncü kişilere karşı açılması zorunludur.
    Öte yandan uyuşmazlık konusu 123 ada 1 sayılı parsel 28.2.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ham toprak niteliğiyle belgesizden Hazine adına tespit edilmiş ve kadastro tutanağının 17.6.2008 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın çayır (biçenek) niteliğiyle davacı tarafından tasarruf edildiği anlaşılmaktadır. Hazine vekili, cevap dilekçesinde; mera savunmasında bulunmuştur. Bu nedenle taşınmazın niteliği ve tahsisli ya da kadim mera olup olmadığı konusunda gerekli tüm araştırma ve incelemenin yapılması zorunludur. Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede tarafların tanık ve delillerini bildirmesi konusunda mahkemece herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı anlaşılmıştır. Şu halde Hazinenin mera savunması karşısında meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yaşlı yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, aynı biçimde yöreyi bilen yaşlı tanıklarını belirleyip mahkemeye bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanıması, 123 ada 1 sayılı parsele komşu taşınmazın kuzeyinde ve batısında yer alan ancak adası belirlenemeyen 1, 3, 4 sayılı parseller ile 106 ada 14 ve 123 ada 2 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleriyle bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, aynı biçimde Yerlikavak köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının Tapu Sicil ve İlçe Özel İdare Müdürlüğünden sorulması, varsa tahsisli ve kadim meraya ait kayıtlar ile haritalar ilgili birimlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, komşu kayıt ve belgeler ile birlikte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yapılacak keşifte zemine uygulanması, dava konusu yerin tahsisli ve kadim mera kayıtları ile haritaları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet bu kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde bu taktirde çayır niteliğinde kullanılan taşınmazın kadim meradan sayılan yerlerden olup olmadığının dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri gerekir.
    Bundan ayrı dava konusu taşınmazın davacının babasından kaldığı ve terekeye dahil bir taşınmaz olduğu gözetilerek davacı ve muris dışında dosyaya sunulacak veraset belgesinde yer alan diğer tüm mirasçılar bakımından da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmedikleri konusunun Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıkları hususunun o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe ait dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden gözönünde tutulması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin bitki örtüsü incelenmek suretiyle dava konusu yerin kadim meradan sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca yerel bilirkişi, tanık ve her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Tarafların tanıklarını bildirmeleri konusunda herhangi bir süre ve imkan tanınmadan sadece iki yerel bilirkişinin beyanıyla taraflarca gösterilmeyen usulsüz olarak dinlenilen iki tespit bilirkişinin beyanına dayanılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Genel mahkemelerde görülen davalar bakımından taraflarca hazırlama prensibi geçerli bulunduğundan HUMK.nun 74 (HMK.m.26) maddesi uyarınca hakim tarafların gösterdiği delillerle bağlı olup, kendiliğinden tespit bilirkişilerini çağırıp dinleyemez.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi