20. Hukuk Dairesi 2014/6251 E. , 2015/5876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/163-2013/271
Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayılı hüküm; Dairemizin 08.05.2014 gün ve 2014/2399-5235 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmişti. Davacı Orman Yönetimi vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 16/01/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle; tapuda davalı adına kayıtlı Taşpınar mahallesi 258 parsel nolu taşınmazın 7.830,87 m² kısmının kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını ileri sürerek, söz konusu kısmın tapusunun iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini dava etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairece 08.05.2014 gün ve 2014/2399-5235 sayılı karar ile onanmış olup, bu kez davacı idare vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 16.10.1990 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1950 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Dairece, dava konusu taşınmazın 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesi ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslara göre gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verilerek yapılan uygulama sonucu 77 ve 90 nolu OTS’lere göre kişi tarlaları takip edilerek orman sınırının belirlendiği gözönünde bulundurularak çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar onanmış ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; orman kadastro tutanaklarına göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastro çalışmasına standart topografik kadastro (STK) haritaları esas alınmıştır. STK haritasındaki parsel sınırları esas alınarak orman kadastrosu yapılmış ve askıya çıkarılarak 16.04.1991 tarihinde kesinleşmiş ve tahdidin kesinleşmesinden itibaren 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Dolayısı ile, yörede yapılan orman tahdidinin olarak iptaline ilişkin gerek kadastro mahkemesinde gerekse de genel hukuk mahkemesinde açılabilecek bir dava bulunmadığından, yapılan orman kadastrosu kesinlik kazanmıştır. Aynı gün temyizsincelemesi yapılan komşu 257 parselin davalı olduğu Asliye 1. Hukuk Mahkemesine ait 26.12.2013 gün ve 2013/81-983 sayılı hükmün temyiz incelemesi sırasında getirtilen STK haritası ile taşınmazlara ilişkin grafik kadastro haritasındaki parsel sınırlarının birbirinden farklı olduğu, STK haritası ile orman kadastro haritasının uyumlu olduğu, orman kadastro tutanakları ile orman kadastro haritası arasında çelişki bulunmadığı anlaşıldığına göre, kesinleşmiş orman kadastrosu içinde kalan Harita Mühendisi M.A.. ve Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Haluk Barut"un müşterek imzası bulunan 14.11.2013 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 7831 m²"lik bölüme ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, Dairece maddi hataya dayalı verilen onama kararının kaldırılarak mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 08.05.2014 gün ve 2014/2399-5235 sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASINA ve mahkemenin 18.12.2013 gün 2013/163-271 sayılı kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/06/2015 günü oy birliği ile karar verildi.