3. Hukuk Dairesi 2017/2517 E. , 2017/12505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile ziynetleri banka kasasında sakladıklarını, kasada 15 tane burma bilezik olduğunu, iki tarafın da kasayı tek başına açamadığını ileri sürerek; ziynetlerin aynen iadesine; olmaz ise, bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep sonucunu 30.855,00 TL ye yükseltmiştir.
Davalı; banka kasasında 13 burma bilezik, 2 düz bilezik, 3 küçük altının olduğunu, kendisine takılan takıların kendisine ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 02.05.2016 tarih, 2015/9021 Esas, 2016/6888 Karar sayılı ilamı ile “...Somut olayda; ziynetlerin banka kasasında olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Banka yazısında taraflara ayrı ayrı kullanabilecekleri şekilde kiralık kasa tahsisi yapıldığı ve tahsisin devam ettiği belirtilmiştir . Davacının babası olan tanık Mehmet ise; davalının altınları almak için bankaya gittiğini ancak, banka görevlilerinin vermediklerini duyduğunu beyan etmiştir. Davacı vekilinin banka kasasının açılarak bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi ise, mahkemece reddedilmiş ve banka kasasına tedbir konulmuştur.
Davaya konu edilen ziynetlerin tamamı banka kasasında bulunduğundan, banka yazısında tarafların birbirinden bağımsız olarak kasayı kullanabilecekleri belirtildiğinden; banka kasasının açılarak bilirkişi incelemesi yapılması talebinin reddedilmesi isabetli bulunmamıştır. Mahkemece; banka kasasının açılması sağlanarak, taraflar ve kuyumcu bilirkişi eşliğinde inceleme yapılarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; banka kasasında bulunan ziynetler hakkında dosya üzerinden fotoğraf ve CD incelemesi ile oluşturulmuş bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmadan sonra davacı vekili; ziynet eşyasının bulunduğu kasanın bilirkişi incelemesi ile açtırılması taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmiş, davalı vekili de bilirkişi hususu ve vazgeçmenin takdirini mahkemeye bırakmıştır.
Mahkemece;bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ziynet eşyalarının bulunduğu kasada inceleme yaptırılmaksızın, her ne kadar tarafların her birinin ayrı ayrı ortak kasayı kullanabilecek şekilde kiralık kasa tahsisi bulunsa da taraflar arasında takılan takılar adedinde bile ihtilaf bulunduğundan davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; yukarıda anılan bozma ilamında, ziynet eşyalarının bulunduğu banka kasasının açılması sağlanarak, taraflar ve kuyumcu bilirkişi eşliğinde inceleme yapılarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece; bu husus yerine getirilmeden, kasada bulunan ziynetlerin cins ve miktarları hakkında bir araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, Dairemizin yukarıda anılan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.