3. Hukuk Dairesi 2016/2070 E. , 2017/12508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ödenmeyen faturalar ile ilgili davalıya icra takibi açıldığını ve davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalının borçtan sorumlu olduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip miktarının %40"ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu elektrik tesisatının bulunduğu evde kiracı olarak bulunduğunu, bu nedenle elektrik aboneliğini üzerine aldığını; ancak 1991 yılından itibaren ... Üniversitesinde çalışmaya başladığını ve üniversite lojmanında ikamet ettiğini, 2000-2003 döneminde tesisatı kullanmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; her ne kadar davalının tesisatı ve aboneliği devri konusunda ihmali var ise de gayrimenkulden tahliye olduktan sonraki 10.yılda tahakkuk eden borçların davalıdan talep edilemeyeceği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, aboneliği iptal ettirmedikçe abonenin kullanılan elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.Davalı davacının elektrik abonesidir ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından ancak müterafik kusur teşkil eder bu kusur da tüketilen enerji bedelinin aslından davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, davacı tarafın elektriği kesmesi gereken tarih belirlenip, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği, bunun da ancak davalı için gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp, bu ilkeler doğrultusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle; hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.