10. Hukuk Dairesi 2016/6274 E. , 2016/8293 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, anılan maddede; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Eldeki davada; davacı, 28.04.2002-01.12.2013 tarihleri arasında davalı köy tüzel kişiliği nezdinde köy bekçisi olarak çalıştığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 28/04/2002 ile 31/12/2007 tarihleri arasında ve 01/05/2009 ile 31/12/2013 tarihleri arasında davalı Köy Tüzelkişiliği nezdinde köy bekçisi olarak sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, diğer talep konusu dönem yönünden ise; köy karar defterinde 2008 yılı için dava dışı .........."in bekçi tutulmasına dair karar alındığı, 01/05/2009 tarihli kararla ise tekrar davacının köy bekçisi olarak çalışmaya başladığı anlaşıldığından, bu dönem yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, davacının talep konusu dönemde hizmet akdi kesintiye uğramış olacağından kesintiye uğradığı tarihten önceki dönem yönünden kesintinin gerçekleştiği yıl sonu itibariyle dava tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer taraftan, davacının 01/05/2009 ile 31/12/2013 tarihleri arasında davalı Köy Tüzelkişiliği nezdinde köy bekçisi olarak çalıştığı sabit olmakla beraber, davacı 01.12.2013 tarihine kadar çalıştığının tespitini talep etmiş iken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde, hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği düzenlenmiş ve hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmış olmakla, bu hukuki olgu, göz önünde bulundurulmak suretiyle taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 01.12.2013 tarihine kadar davalı köy tüzel kişiliği nezdinde çalıştığına karar verilmesi gerekirken, hükümde yazılı şekilde talep aşılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.