3. Hukuk Dairesi 2017/13383 E. , 2017/12528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 2013 yılında evlendiklerini ve ailelerinin de bulunduğu sırada aralarında yaşanan tartışmadan sonra davalının isteği doğrultusunda yanına sadece kıyafetlerini alarak ortak konuttan ayrıldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının alınacak taşınmazda kullanılması için ve güvenli olacağı iddiasıyla teslim ettiği davalının tanıdığı kuyumcuda kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeli olan 26.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; 11.09.2014 tarihinde davacının müşterek konuttan ayrıldığını ve ayrılırken akrabalarıyla birlikte evin kapısını kırıp, müşterek konuttaki eşyaları ve zıynet eşyasını alıp götürdüğünü, kaldı ki kuyumca da 165 adet küçük altın olduğu iddiasının doğru olmadığını, böyle bir altın olmadığını, küçük altınları davacının kendi ihtiyacı için kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece ;davanın kısmen kabulüne, 165 adet küçük altının aynen yada olmadığı takdirde toplam bedeli olan 23,925 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 249 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
I-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
II-Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13.maddesinde""
(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."" düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına göre, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin yukarıda ifade edilen 13/1 maddesi uyarınca 1.500 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 249 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK. 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 249-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ifadelerinin çıkartılarak yerine "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.500-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.