20. Hukuk Dairesi 2014/10687 E. , 2015/5948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve ..... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 1092128,19 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile adına tesbit edilmiştir.
Davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 9399,78 m²"lik bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın altındaki madenlerin Devlete ait olduğunun tapu kayıtlarına şerhine, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 13679,22 m²"lik bölümünün orman vasfı ile adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın altındaki madenlerin Devlete ait olduğunun tapu kayıtlarına şerhine karar verilmiş, hüküm davalılar ve ..... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile (A) harfi ile gösterilen 9399,78 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki;
Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de eski tarihli memleket haritasının dayanağı hava fotografı getirtilerek incelenmemiş, taşınmazın sınırında dere olduğu halde jeolog bilirkişisinden taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı yönünden rapor alınmamış, ayrıca davacının dayandığı tapu kaydının miktar artırım davası ile yüzölçümünün artırıldığı halde kök tapu kaydının yüzölçüm artırımına ilişkin dava dosyası ve krokisi getirtilerek yöntemince kapsamı belirlenmediği gibi, yüzölçüm artırılmasına ilişkin davada ....nin taraf olmaması halinde yüzölçüm artırılmasına ilişkin kararın ....yi bağlamayacağı da düşünülmemiştir. Söz konusu raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle;
Mahkemece, 1983 tarih 211 sayılı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ve bu parsellere komşu parsel ve dayanakları ile .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/45 E. - 1970/50 K. sayılı dosyası, bulunamaması halinde karar ve krokisi bulunduğu yerden getirtilerek, önceki
bilirkişiler dışında halen .... (......) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak keşifte eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazın memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumuna ve komşu parsellerin niteliğine göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmelidir. Ayrıca, jeolog bilirkişiye inceleme yaptırılarak taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, derenin taşkınlarından etkilenip etkilenmediği konularında ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman olmadığı belirlendiği takdirde bu kez, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca Kurucaşile Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/45 E. -1970/50 K. sayılı ilâmı uygulanarak kök kaydın kapsamı belirlenmeli, yüzölçüm artırım davasında taraf değil ise miktar artırımı ....yi bağlamayacağından kaydın artırımdan önceki yüzölçümüne değer verilerek kök kaydın kapsamı belirlenmeli daha sonra bu kapsam içinde 1983 tarih 211 sayılı tapu kaydından ifrazen oluşan ve davacının dayandığı tapunun yeri belirlenmeli; kök tapunun kadastroda revizyon gördüğü tüm taşınmazın yüzölçümü, yüzölçüm artırım davasında taraf değil ise, önceki kayıt miktarı olan 1160 m², yüzölçüm artırım davasında taraf ise davacının temyizi de olmadığı gözönüne alınarak 14176 m²"den fazla ise miktar fazlasının ormandan açılıp açılmadığı gözönünde bulundurulmalı, yapılan uygulamanın izlenmesine olanak verecek biçimde bilirkişilerden birleşik krokili rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, jeolog bilirkişi raporuna göre de dere yatağında kalmadığı ve davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı belirlendiği takdirde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği takdirde 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınmak suretiyle sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de; mahkemece taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 9399,78 m²"lik bölümünün davacı adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 13679,22 m²"lik bölümünün orman vasfıyla adına tesciline karar verilmiş olup, taşınmazın kabulden sonra geriye kalan kısmı 1082728,41 m² olduğu halde, (B) kısmının eksik şekilde (13679,22 m² olarak) tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar ve ..... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/06/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.