Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13369
Karar No: 2017/12539
Karar Tarihi: 21.09.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13369 Esas 2017/12539 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/13369 E.  ,  2017/12539 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı; tarafların 1995 yılında evlendiğini, 1998 doğumlu... adında müşterek çocuklarının olduğunu, davalının kendisine karşı ... 1.Aile Mahkemesinin 2014/18 Esas, 2014/491 Karar sayılı ilamı ile açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, halen tarafların ayrı yaşadığını, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini belirterek, davacı için aylık 2.500-TL, müşterek çocuk... için 1.000-TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı;davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacı kadının ayrı yaşamada haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, ... 1.Aile Mahkemesinin 2014/18 E-2014/491 K.sayılı ilamı ile müşterek çocuk... için hükmedilen aylık 300-TL olan tedbir nafakasının 75- TL daha arttırılarak aylık 375-TL, davacı için hükmedilen aylık 600-TL tedbir nafakasının 150-TL daha arttırılarak 750- TL olarak belirlenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2016/8537 esas- 2016/12131 karar sayılı ve 24.10.2016 tarihli kararı ile " Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dinlenen tanık beyanlarından davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu dolayısıyla davacı kadın ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Boşanma davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar devam edecek nafakaya, tedbir nafakası denir. Boşanma davası içinde takdir olunan tedbir nafakası, boşanma ile ilgili kararın kesinleşmesiyle sona erer.Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesi ile; o davada takdir edilen tedbir nafakası sona
    ermiştir. Davacı, 19.06.2015 tarihinde açtığı bu dava ile ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Her dava, açıldığı şartlara göre değerlendirilir.Davalının dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu yeterli araştırılarak, davacı eş ve müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerektiğinden " gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kabulü ile, dava tarihinden itibaren başlamak üzere aylık müşterek çocuk için 375 TL, davacı kadın için aylık 750 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen bu nafakaların her sene ÜFE-TÜFE oranına göre otomatik artışa tabi tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, eldeki davada, 2.500-TL kendisi için, 1.000-TL müşterek çocuk için tedbir nafakası talebinde bulunmuş, mahkemece dava tarihinden itibaren başlamak üzere müşterek çocuk için aylık 375-TL, davacı kadın için aylık 750-TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, Dairemizce "davalının dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu yeterli araştırılmasına" karar verilmesine rağmen bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Ayrıca mahkemenin 03.03.2016 tarihli ilk hükmü "davacı eş ve müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması" gerekçesiyle davalı yararına bozulduğundan mahkemece takdir edilen nafakalarda hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekmekte olup, bu hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme, araştırma ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi