9. Hukuk Dairesi 2015/8192 E. , 2015/17074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asil; davalı şirket nezdinde motorlu kurye olarak 17/07/2012 tarihinde işe başladığını, 07/03/2014 tarihinde hiçbir haklı neden gösterilmeden iş akdinin işveren tarafından usul ve yasaya aykırı olarak feshedildiğini, feshin sözlü olarak yapıldığını, yasal herhangi bir tebligat veya yazı gönderilmediğini ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının haklı bir sebep gösterilmeden iş akdinin feshedildiği iddiası doğru olmadığını, davacının 21/02/2014 tarihinde vardiya müdürünün kendisine belirtmiş olduğu görevi ifa etmediğini, bunun üzerine vardiya müdürü Aydın Kırış"la sözlü tartışmaya başladığını, sonra servis camında bulunan metal peniyi fırlatarak Aydın Kırış"ın burnunun yaralanmasına sebebiyet verdiğini, bu durum ile ilgili tutanak tutulduğunu, ancak bütün bunlara rağmen müvekkili şirketin uzlaşmacı bir tavır takınarak davacı ile vardiya müdürünün kişisel sorunlarının kalmadığından emin olduktan sonra, davacının işe devam etmesi kararı aldıklarını, ancak davacınn agresif ve saldırgan tutumlarından vazgeçmediğini, diğer çalışanların güvenliğine ilişkin sorumluluk ve yükümlülüklerini gözeterek genel ahlaka aykırı davranışlarından dolayı, 07/03/2014 tarihinde keşide edilen Beyoğlu 3.Noterliği"nin 08686 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının iş akdine son verildiğini, davacının müvekkili şirket bünyesinde bulunan herhangi bir yasal alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, “Her ne kadar davacının iş akdinin fesih bildirimine ilişkin 07/03/2014 tarihli ihtarnamede şirketin bölge müdürü ... ü "" Seni yaşatmam, seni Mecidiyeköy sınırlarına sokmam."" şeklinde sözlerle tehdit ettiği olay nedeniyle bölge müdürü tarafından şube müdürüne davacı hakkında tutanak düzenlenmesi yönünde talimat verilmesi üzerine davacının şube müdürüne yönelik olarak "" O tutanağı tutarsan seni de yaşatmam. "" şeklinde ifadelerle tehdit ettiği belirtilerek daha önce de benzer agrasif tutum ve davranışları nedeniyle iş akdinin 4857 Sayılı Yasa"nın 25/2-g maddesi gereğince feshedildiği bildirilmiş ise de, davacının Mecidiyeköy şubesinde çalışmakta iken geçici süreyle Kağıthane şubesine alındığı, burada çalışmakta iken aynı zamanda tanık olarak dinlenen feshe dayanak edilen olayın muhatabının davacının kendisine gönderdiği mesaj üzerine davacının çalıştığı şubeye kendisinin çalışma saati olmadığı halde yanına bir arkadaşını da alarak gittiği her iki tarafında da kabulünde olmakla birlikte, davacının bölge müdürünü ve daha sonra da şube müdürünü tehdit ettiği yönünde olayın tarafı olan bölge müdürünün beyanı dışında başkaca bir belge ve delil sunulmadığı, bu konuda tutanak mümzilerinin de tanık olarak dinletilmediği, olay yerinde bulunduğu anlaşılan davacı tanıklarının ise, davacının işverenin diğer işçilerini tehdit ettiğine ilişkin sözleri sarf ettiğini duymadıklarını beyan ettikleri, işveren tarafından tek taraflı olarak düzenlenen davacının imzasını taşımayan ve içeriğinin doğru olduğu sabit olmayan tutanaklara dayalı olarak yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayandığının ispat edilemediği” gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir.
İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davacının, 21.02.2014 tarihinde işyerindeki vardiya müdürü ile tartıştığı, bu tartışma sırasında vardiya müdürünün yaralandığı, bunun üzerine davacının davalıya ait başka bir iş yerinde geçici olarak görevlendirildiği, 06/03/2014 tarihinde davacının bölge müdürünü arayarak önceki işyerine dönmek istediğini söylediği, bunun üzerine bölge müdürünün davacı ile konuşmak üzere davacının çalıştığı işyerine gittiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren, bölge müdürünün davacının çalıştığı işyerine gittiğinde, davacı tarafından tehdit edildiğini ve bu nedenle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini savunmuş ise de; mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere davacının bölge müdürünü tehdit ettiği ispatlanamamıştır.
Ancak, tanık anlatımları ve özellikle davacı asilin 30/12/2014 tarihli celsede; bölge müdürü ile karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi olduklarını, olayın karakola intikal ettiğini ve karakolda şikayetlerinden vazgeçtikleri, herhangi bir tutanak tutulmadığını beyan etmesi karşında, davacının davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı ve işveren açısından iş akdinin devamının beklenemez bir hal aldığı anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında feshin haklı olmasa da davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedene dayandığının kabulü ile davanın reddine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 215.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak, 11.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.