22. Hukuk Dairesi 2015/4267 E. , 2016/8912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai ile manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkiline mobbing uygulandığını, gerçek dışı beyanlarla iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin şirkete ait araçları tedbirsiz ve trafik kurallarına uymaması, işyerinde huzuru bozması, işi yavaşlatması ve diğer işçileri işverene karşı kışkırtması sebebiyle işverence haklı olarak feshedildiğini, haftada bir gün izin kullandığını, ücret, fazla mesai üc reti, milli bayram alacağı gibi tüm alacaklarını tahsil ettiğini, kendisine mobbing uygulandığı iddiasının varit olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacının delilleri arasında yer alarak davalı işverenlik kayıtları arasında bulunduğu belirtilen takograf kayıtlarının davalı işverenlikten getirtilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinin fazla çalışma hesabında dikkate alınmadığı, yine ağır vasıta şoförlerinin yirmidört saat içinde dokuz saatten fazla araç kullanmalarının yasaklandığı Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 98. maddesi hükmünün gözetilmediği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen hususlar tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı belirlenmelidir. Fazla çalışma yapıldığının tespiti halinde ise, dosya kapsamındaki fazla çalışma tahakkuku içeren ücret hesap pusulalarının imzasız olması karşısında bu tahakkukların davacının banka hesabına yatırılıp yatırılmadığı araştırılarak, var ise yapılan ödemelerin alacak hesabından mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.