21. Hukuk Dairesi 2015/12255 E. , 2015/21415 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle 323.603.00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.12.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 30.11.2001 tarihinde meydana gelen iş kazasında iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin eş ile çocuk bakımından kabulü ile çocuk bakımından reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne ilişkin önceki kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda davacıların tüm davalının ise sair temyiz itirazları reddedilerek farazi olarak hesaplanan kıdem tazminatının ilave edilmesi suretiyle maddi zararın belirlenmesinin isabetsiz olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sırasında hak sahiplerince açılan ve birleştirilmesine karar verilen ek davadaki taleplerde dikkate alınmak suretiyle maddi tazminat ile önceki gibi manevi tazminata karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık öncelikle bozma ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilip edilmediğine ilişkindir.
Davacı 16.02.2012 ve birleşen 11.11.2013 tarihli dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak eş ve çocuklar yararına 1,00’er TL maddi tazminat ile hak sahipleri yararına manevi tazminat isteminde bulunmuş ve daha sonra ıslah suretiyle maddi tazminat istemini Eş için 93.698,00-TL’na, çocuklardan için ise 12.554,00-TL’na -artırmış, çocuk bakımından ise istemini artırmamıştır. Mahkemece davacılardan eş nın maddi tazminat isteminin kabulüne, çocuk in maddi tazminat isteminin ise sigorta tahsisleri ile zararı karşılandığından reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine davacıların tüm temyiz itirazları reddolunarak, temyiz konusu karar, temyiz eden davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemenin önceki kararının davalı yararına bozulmasına ilişkin bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu açıktır. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır
Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 2004/19 K.)
Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001).
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma konusu kararda davacı eş H.. S..’in karşılanmayan zararının 93.698,30-TL, çocuk n karşılanmayan zararının 12.554,65-TL olduğu belirlenerek talep gibi sırasıyla davacı eş yararına 93.698,00-TL çocuk yararına ise 12.554,00-TL maddi tazminat hüküm altına alınmış, çocuk bakımından ise maddi zarar sigorta tahsisleri ile karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Anılan kararın davalı yararına bozulması ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle artık bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda davacı eş Havva ile çocuk Nisa yararına önceki karardaki miktarı aşar biçimde maddi tazminat verilmesi, çocuk yararına ise maddi tazminata karar verilmesi mümkün değildir. Aksinin kabulünün temyizin, temyiz edenin aleyhine sonuç doğurması anlamına geleceği açıktır ki, hukuk düzeninin buna cevaz vermeyeceği de ortadadır. Öte yandan bu durumun yukarıda açıklandığı gibi usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan bir durum olmadığı da ortadadır. Bozma sonrası ek dava ile maddi tazminat isteminde bulunulması davalı yararına oluşan bu usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldırmaz. Hal böyle olunca da yerel mahkemece; davacı eş yararına 93.698,00-TL çocuk yararına ise 12.554,00-TL maddi tazminat verilmesine, çocuk in maddi tazminat isteminin reddine ilişkin önceki kararının, davalı yararına bozulmasından sonra, birleşen davadaki talebin dikkate alınarak davacı Havva ve Nisa yararına önceki karardaki maddi tazminat miktarını aşar biçimde, davacı yararına ise maddi tazminata karar verilmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; Dairemizin 02.12.2014 tarihli bozma ilamında hükme esas alınan 01.04.2014 tarihli hesap raporunda sigortalı için kaza tarihinden emekli olabileceği tarihe kadar farazi olarak hesaplanan kıdem tazminatı tutarının işleyecek dönem gelirine eklenmesinin hatalı olduğu belirtildiğinden davacı eş ve çocukların maddi zarar miktarı tespit edilirken 02.12.2014 tarihli hesap raporunda tespit edilen zarar miktarından kıdem tazminatı tutarı dışlanarak bir karar verilmekten ibarettir.
Kabul ve uygulama açısından ise dava, ıslah ve ek dava konusu talepler dikkate alındığında davacı bakımından talebi aşar miktarda maddi tazminata karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.