Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/9163
Karar No: 2008/11442
Karar Tarihi: 10.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/9163 Esas 2008/11442 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir davada, davacı çekişmeli taşınmazlarda davalılarla birlikte paydaş olduğunu, taşınmazların tamamının davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkeme davacının iddiasını kısmen kabul etmiş ve davanın tamamının reddine karar vermiştir. Temyiz eden davalıların itirazı kabul edilerek karar bozulmuştur.
Paydaşlar arasında yaşanan ihtilafların çözümlenmesinde öncelikle harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı incelenmelidir. Paylaşımda herhangi bir taraf sorun yaşıyorsa, elatmanın önlenilmesi davası yerine kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış davası açmak daha doğru bir çözüm olacaktır.
Kadastro mahkemesinde bekleyen dava sonucunun beklenmesi gerekiyorsa beklenmeli, aksi takdirde 3402 Sayılı Yasanın 25 ve 27. maddeleri gözetilerek devir kararı verilmelidir. Ecrimisil isteği için dava tarihinden itibaren faiz yürütülürken, daha sonra yapılan ıslahla artırılan miktara da faiz yürütülmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri: Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanun
1. Hukuk Dairesi         2008/9163 E.  ,  2008/11442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/04/2007
    NUMARASI : 2004/626-2007/201

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, çekişme konusu 64 parça taşınmazda davalılarla birlikte paydaş olduğunu, taşınmazların tamamının davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davacının çekişmeli taşınmazlardan dolayı doğrudan gelir desteği aldığını, bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı iddiası kısmen sabit görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.12.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs.vekili Avukat N.P.ile temyiz edilen vekili Avukat R.Ç.eldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 64 parça taşınmazın bir kısmının tarafların miras bırakanı adına kayıtlı olduğu, bir kısmınında davanın tarafları ile birlikte dava dışı kişilerin paydaş bulundukları, çekişmeli 658, 659, 660, 717, 718, 719, 720, 721, 722, 723 sayılı parsellerle davacı ya da miras bırakanın ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, anılan parsellere yönelik davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Diğer çekişmeli taşınmazlar yönünden ise, dava kabul edilerek, davacının payına vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmiş ise de,hükmün yeterli bir araştırmaya ve doğru bir değerlendirmeye dayanılarak verildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hemen belirtilmelidir ki;paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Oysa, mahkemece yukarıda değinilen ilkeleri karşılar biçimde bir araştırma yapılmamış, iki tanığın soyut beyanına dayanılarak neticeye gidilmiştir.
    O halde, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.
    Kabule göre de dosyaya getirtilen kayıt ve belgelere göre, çap kaydında malik hanesi davalı gösterilen 225 ile 230 sayılı parseller yönünden gerçekten tespite itiraz davası olup olmadığının belirlenmesi, Kadastro Mahkemesinde davalı olduğunun anlaşılması durumunda eldeki dava daha sonra açılmış ise, Kadastro Mahkemesindeki dava sonucununun beklenmesi, aksi takdirde anılan parseller yönünden 3402 Sayılı Yasanın 25 ve 27.maddeleri gözetilerek devir kararı verilmesi, gerekir.
    Ayrıca, çekişmeli 130,131,149,190,193,196,198 parsel sayılı taşınmazlar ifraz gördüğü halde ana parseller üzerinden hüküm kurulması,
    Dava konusu edilmediği halde, 698 sayılı parsel için de davalıların ecrimisille sorumlu tutulması,
    Öte yandan, dava dilekçesinde istenilen ecrimisile dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olduğu halde, ıslahla artırılan miktara ıslah tarihinden sonra faiz yürütüleceğinin gözetilmemesi doğru değildir.
    Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK:"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi