
Esas No: 2008/8586
Karar No: 2008/11446
Karar Tarihi: 10.11.2008
İmar Uygulaması - Taşkın Yapı - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/8586 Esas 2008/11446 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2008/8586 E., 2008/11446 K.
1. Hukuk Dairesi 2008/8586 E., 2008/11446 K.
- İMAR UYGULAMASI
- TAŞKIN YAPI
- 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 18 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar; paydaşı bulundukları 18 imar parsel sayılı taşınmaza, davalılar tarafından taşkın bina yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı Zehra; duruşmaya gelmemiş, bir cevap vermemiş, diğer davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı Mustafa yönünden, dava sırasında öldüğü gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacı yönünden; bina bedeli ödenmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar; davacı İ.Hakkı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davan ın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 18 parsel sayılı taşınmazın imar şuyulandırması neticesinde oluştuğu paylı mülkiyet üzere olan taşınmazı, ortaklığın giderilmesi davası sonunda davacılar Mustafa ve İsmail"in satın aldığı ve böylece ihaleden önce malik olan davalı Yılmaz"ın taşınmazda bir hakkının kalmadığı, diğer taraftan ihale sırasında davacıların satışla edindikleri bu taşınmaza taşkın olan yapının değeri de gözetilmek suretiyle değer tespiti yapıldığı ve toplam değer üzerinden taşınmazın satıldığı, böylece davalılardan Yılmaz"ın yapı bedelini tahsil ettiği ve bu şekilde bedelden kaynaklanan bir hakkının da kalmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, imar uygulaması sonucu taşkınlığın meydana geldiği açıktır. Böylesi bir durumda ise, taşkın yapının içinde bulunduğu parsel malikinin ya da maliklerinin kadastral parselden gelen hakkına dayalı olarak yapı sahibine, 3194 sayılı Yasa"nın 18. maddesinde öngörülen kaim bedeli ödemesi gerektiğinde kural olarak kuşku yoktur.
Oysa, somut olayda taşınmaz ihaleye çıkartılırken taşkın yapının değeri de ihale sırasında belirlenerek taşınmaz satılmış olmakla, yapı sahibi Yılmaz, yapıdan kaynaklanan kişisel hakkına kavuşmuştur.
Bu durum karşısında kaim bedel adı altında davalı Yılmaz"ın başkaca bir hak elde etmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, kendisine yapıdan kaynaklanan kaim bedel ödenmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan, diğer davalı Zehra"nın da taşkın yapının ana nüvesinin üzerinde bulunduğu hakim gayrimenkulun öncesini teşkil eden kadastral parselde bir hakkının bulunmadığı gözetildiğinde, bunun dahi kaim bedele hak kazanmayacağı tartışmasızdır.
Öyle ise, dava sırasında diğer paydaşın payını da satın alan davacı İsmail"in davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK"nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.