12. Hukuk Dairesi 2015/23517 E. , 2016/422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, keşideci borçlu icra mahkemesine başvusunda; takipten 05.12.2014 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri, yenileme emri, kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, bononun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek şikayet ve itiraz da bulunduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
1-Borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde;
a) Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin incelenmesinde;
Somut olayda ödeme emri tebligatının; “muhatabın muvakkaten çarşıya gittiği komşusu tarafından bildirildiğinden tebellüğ evrakı mahalle muhtarına tebliğ edildi, 2 nolu ihbar adrese yapıştırıldı ve en yakın komşusu ...."a haber verildi" açıklaması ile 06.03.2009 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Söz konusu tebligatta, borçlunun çarşıda olduğuna ilişkin beyanda bulunan komşunun, ismi tespit edilip imzadan imtina edip etmediğinin tevsik edilmediği, yine haber bırakılan komşunun imzadan imtina edip etmediğinin tevsik edilmediği, beyanına başvurulan komşu ile haber bırakılan komşunun aynı şahıs olup olmadığı hususunun tebligat üzerinde belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun"un 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüzdür.
b) Yenileme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin incelenmesinde;
Somut olayda yenileme emri tebligatının, mernis adresi açıklaması ile "gösterilen adres muhatabın AKS adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince evrak mahalle muhtarı ...."e tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye haber verilmiştir" açıklaması ile 07.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Söz konusu tebligatta, "mernis adresi" olduğu yazılarak yenileme emrinin tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından T.K."nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür. Bu durumda, yenileme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligatı çıkaran mercii tarafından T.K."nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden 21/2. maddesi uyarınca yapması usulsüzdür. Öte yandan iade tebligat bulunmadığı halde TK"nun 10/1. maddesine aykırı şekilde tebliğ işlemi yapılması da doğru bulunmamıştır.
c) Kıymet takdiri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin incelenmesinde;
Somut olayda kıymet takdiri tebligatının, "muhatabın adresinin kapalı olduğu, komşusu... sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği sözlü beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı TK 21. madde gereği ... muhtarı .... "e 28.11.2014 tarihinde teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu, kapıcı, yöneticiye haber verilmiştir" açıklaması ile 28.11.2014 tarihinde TK"nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir.
Söz konusu bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılarak tespit edilmediği, borçlunun tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirlenmediği, haber bırakılan kişinin isminin, komşu, kapıcı, yönetici olup olmadığının ve imzadan imtina edip etmediğinin tevsik edilmediği görüldüğünden, bu durumda tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun"un 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği"nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür.
Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu"nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri, yenileme emri ile kıymet takdiri raporu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olan 05.12.2014 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2-Borçlunun zamanaşımı itirazının incelenmesinde;
Yukarıda açıklandığı şekilde öğrenme tarihinden itibaren İİK"nun 168/5. fıkrası gereği 5 günlük yasal sürede, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin İİK"nun 169/a maddesi gereğince yapılan zamanaşımı itirazının incelenmesinde ise ;
Takip dosyası aslı incelendiğinde; 06.03.2009 tarihinde bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, 06.03.2009 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine alacaklının 17.03.2009 tarihinde borçlu adına kayıtlı .... ilçesi 121 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazı ile adına kayıtlı diğer taşınmazların üzerine haciz konulmasını istediği, yine 01.03.2010 tarihinde 121 ada 1 parselde bulunan taşınmaz üzerindeki takyidatların bildirilmesi ile borçlu hakkında menkul haczi ile 07.01.2011 tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulması için .... Tapu Sicil Müdürlüğü"ne müzekkere yazılmasını istediği, 14.04.2011-23.05.2011 tarihlerinde ise borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, talep doğrultusunda tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, 25.10.2013 tarihli alacaklının takip dosyasının harçsız yenilenmesi yönündeki talebinin icra müdürlüğü tarafından harçsız yenilenemeyeceği gerekçesiyle reddedildiği, 28.03.2014 tarihinde harcın yatırıldığı ve yenileme emri düzenlendiği görülmektedir.
İİK"nun 78/2. maddesi gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır (md. 78/4). Bir yıllık süre (md.78/2) içinde haciz talebinde bulunan alacaklı, haciz talebini geri alabilir. Bu halde yeniden bir yıllık haciz isteme süresi işlemeye başlamaz. Alacaklı ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5).
Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5).
Yukarıda anılan İİK"nun 78. maddesi gereğince, somut olayda alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre yenileme harcı ödemesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle 25.10.2013 tarihli takip dosyasının harçsız olarak yenilenmesi talebi zamanaşımını keser nitelikte olup, borçlunun zamanaşımı itirazı bu nedenle yerinde bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının (1) numaralı bendin a, b ve c maddelerinde yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.