3. Hukuk Dairesi 2017/1340 E. , 2017/12722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.09.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av... geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Davalının, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu kapsamında sözleşmeli aile hekimi olarak görev yaptığını, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanuna kapsamında sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimlerinin uygun sayıda bir araya gelerek taşınmaz kiraları, personel ve malzeme giderlerini kendilerinin karşıladığını, bu giderler için aile hekimlerine ödeme yapıldığını, ... İlçesinde faaliyet gösteren ve aile hekimi olarak görev yapmakta olan davalının, 15/06/2011- 01/06/2012 tarihleri arasında, davacıya kuruma ait taşınmazı kullanmasına rağmen, herhangi bir ödeme yapmadığını ve 4.360 TL kamu zararı meydana geldiğini berlirterek haksız kullanım nedeniyle 4.360 TL kamu zararı alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, hizmet sözleşmesi ile 30.12.2010 tarihinde aile hekimi olarak göreve başladığını, ancak hizmet sözleşmesinde taraflar arasında kira akti bulunmadığını, bir kamu zararı varsa bu hekimlerin değil kira sözleşmesi yapmadan hekimlere binaları tahsis eden idarenin sorumlu olduğunu, davalının işgalci olmadığını, idarenin kullanma izni verdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ecrimisil istenen alanın davacı kurum tarafından davalıya gösterildiği ve kira sözleşmesi imzalanana kadar bu yerin terk edilmesi veya kullanımının haksız olduğunun bildirilmediği, aile hekimliği hizmetinin kamu hizmeti olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, 15/06/2011- 01/06/2012 tarihleri arasında, davalı sözleşmeli aile hekimi tarafından herhangi bir bedel ödemeksizin kullanıldığı sabittir. 5258 Sayılı Kanun uygulanması ilişkin Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 16/c) maddesinde, "Aile Sağlığı Merkezi Giderleri: Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine, hizmet verdiği merkezin kira, elektrik, su, yakıt, telefon, internet, bilgi-işlem, temizlik, büro malzemeleri, küçük onarım, danışmanlık, sekretarya ve tıbbi sarf malzemeleri gibi Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 23 üncü ve 24 üncü maddeleri ile belirlenen asgari fiziki ve teknik şartların devamına yönelik giderleri için her ay tavan ücretin %50’sinin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan illerin satın alma gücü paritesi puanı ile çarpımı sonucuna göre bulunacak tutarda ödeme yapılır. Aile hekimliği pozisyonunun, sözleşmeli aile hekimi bulunmaması nedeniyle boş olması durumunda, bu ödeme müdürlüğün döner sermayesine aktarılır ve birimin giderleri karar defterinin ibrazı üzerine müdürlüğün döner sermayesinden karşılanır." hükmü getirilmiş ve davalı aile hekimine ecrimisil talep edilen dönemde bu kapsamda ödeme yapılmıştır. Bu durumda Mahkemece, uzman bilirkişi ya da uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hukuki olmayan gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.