3. Hukuk Dairesi 2016/2709 E. , 2017/12730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 30/05/2013 tarihli harici taşınmaz alım satım sözleşmesi ile davalı ... ve sahibi olduğu diğer davalı şirketten daire satın aldığını, davalı tarafa 47.300,00 euro ödeme yaptığını, mülkiyetin tapuda devredilmemesi üzerine icra takibi başlattığını, davalıların mesnetsiz olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacıların %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davalı ...’nin sözleşmenin tarafı olmadığı, ödemelerin şirkete yapıldığı, şirket müdürlerinin kişisel olarak sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, davalı şirket yönünden ise geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle aldıklarını iade etmesi gerektiği, kaparo olarak sözleşmede belirtilen 500,00 Euronun tahsil edildiğine ilişkin kayıt bulunmadığı gerekçesiyle davanın ... yönünden reddine, davalı şirket yönünden kısmen kabulü ile icra takip dosyasına yapılan 46.500,00 euroluk kısmına itirazın iptaline, takibin 46.500,00 euro üzerinden devamına, takip konusu 46.500,00 euro alacağın takip tarihi itibariyle kur üzerinden TL karşılığının % 20 si oranında tazminatın davalı şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, harici gayrimenkul alım satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda toplanmaktadır.
1-) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları
kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; taraflar arasında 30/05/2013 tarihli emlak alım satım sözleşmesi imzalandığı, alıcının davacı, aracı olarak Göknur Emlak Yatırım Danışmanlık hizmetleri adına davalı ...’nin isminin yazıldığı, satıcı kısmının boş bırakıldığı, sözleşmenin son kısmında ise davalı şirketin aracı olarak isminin yer aldığı, davalı ...’ye ait kaşenin üzerine imza atıldığı, söz konusu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde ise dava dışı Mehmet Simge Baş adına 07/10/2011 tarihinden itibaren kayıtlıyken 11/06/2014 tarihinde yine dava dışı Ömür Aksu’ya satıldığı, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; re"sen gözetilmesi gereken ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusu üzerinde durularak, davalının 6502 sayılı yasa anlamında satıcı niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması, bu şekilde davalının satıcı olduğunun anlaşılması halinde uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla çözümlenmesi, aksi halde genel mahkeme sıfatıyla davaya devam edilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.