3. Hukuk Dairesi 2016/2272 E. , 2017/12759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının ... İl Özel İdaresindeki görevi sırasında 15/07/2007-14/09/2010 tarihleri arasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek 26.maddesinin (a) fıkrasında belirtildiği üzere kanuna ekli IV sayılı cetvelde unvanı yer almadığı halde kendisine makam ve görev tazminatlarının usul ve yasaya aykırı bir şekilde yapıldığını, davalının önce rızaen taksitler halinde geri ödemeyi kabul ettiğini, sonra verdiği dilekçe ile artık kesinti yapılmamasını istediğini belirterek, yapılan kesintilerden sonra ödenmeyen 3.997,49 TL"nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğünde görevli iken, asli görevi uhdesinde kalmak kaydı ile 5302 sayılı kanunun 36. maddesine uygun olarak Özel İdaresi Strateji Geliştirme Dairesi Başkan Vekili olarak görevlendirildiğini, 2010 yılının 8.ayına kadar bu görevde çalıştığını, 07/06/2010 tarihinde tarafına 17.890,23TL makam ve görev tazminatı ödendiğini, davacının 04/08/2011 tarihinde tarafına ödenen makam ve görev tazminatının iadesini istediğini, bugüne kadar 15.920 TLsını ödediğini, ödediği meblağın geri alınmasına ilişkin olarak davacı aleyhine ... İdare Mahkemesinin 2014/505 esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, kaldı ki, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; tarafına yanlış ödeme yapıldığı taktirde bu ödemenin 60 gün içinde dava açılarak talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Danıştay İçtihatı Birleştirme Kurulu"nun kararları gereğince haksız ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılarak talep edilmesi gerektiği, bu süre geçtikten sonra idarenin ödediği miktarları geri isteyemeyeceği, ayrıca davalının vekaleten görevi yürütmesinde ve dava konusu yapılan makam ve görev tazminatlarının ödenmesinde idareyi yanıltıcı gerçek dışı bir beyan ve hilesinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, davalıya yapılan ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Davalıya yapılan ödemenin hatadan kaynaklandığı kabul edilmektedir.
6098 sayılı TBK"nun 78.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulunun 25.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E., 1984/997 K. sayılı kararında; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği düzenlenmiştir.
O halde dava konusu alacağın TBK"nun 78.maddesindeki koşullara göre geri istenebileceği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceği gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.