20. Hukuk Dairesi 2015/142 E. , 2015/6230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2009 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında ..... ili, .... .... köyü 139 ada 70 parsel sayılı 41.730,45 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ; 139 ada 70 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca adına tescili gereken yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davalı yararına oluşmadığını ileri sürerek tespitin iptal edilip adına tescile karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, (B) harfi ile işaretlenen kesiminin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu taşınmazın fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen rapor ve krokide (A) harfi ile işaretlenen 20.073,61 m2 yüzölçümlü kesiminin davalı ... adına, (B) harfi ile işaretlenen 21.656,84 m2 yüzölçümlü bölümünün orman niteliği ile adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen ek raporda; eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretlenen kesiminin orman olarak gözüktüğünden orman sayılan yerlerden olduğu, (A) harfi ile işaretlenen bölümünün ise tarla olarak gözüktüğünden orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Ancak, ek rapora ekli aplikeli memleket haritasında taşınmazın büyük bölümü bağlık rumuzlu yeşil alanda, güneydeki az kesimi açık alanda, hava fotoğrafında ise kuzeydeki bölümü koyu, geri kalan kesimleri açık alanda işaretlenmiştir. Diğer taraftan, mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığı yönünde araştırma yapılmadığı gibi bilirkişilerde bu yönde açıklamada bulunmamışlardır. Bu durumda karara dayanak alınan uzman orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor çekişmeli yerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığının yapılmış ise orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlarının askı ilân tutanakları ve çekişmeli taşınmazı orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir orijinalinden renklendirilmiş tahdit haritası örneği .... İdaresinden getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve .... ile bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman yüksek mühendisi, bulunamaması halinde iki orman mühendisi, bir harita mühendisi bulunamaması halinde bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; dava tarihinden önce kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunduğunun belirlenmesi halinde, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kaldığının belirlenmesi halinde veya yörede dava tarihi itibariyle kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmadığının tespiti durumunda, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, keşifte, taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi,sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin olarak tespit edilmeli, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca Devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait 1985-1990 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (HGK 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 23/06/2015 günü oy birliği ile karar verildi.