Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8110
Karar No: 2022/3393
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8110 Esas 2022/3393 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8110 E.  ,  2022/3393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.02.2017 tarih ve 2016/101 E- 2017/71 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2020/82 E- 2020/189 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davalı tarafından İstanbul 24. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2389 sayılı dosyasıyla müvekkileri aleyhine 2.257.000,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı şirketin yetkilisine 50.000,00 TL'lik senet verildiği halde 50.000,00 rakamın önüne 2.2 ibaresini ekleyerek 2.250.000,00 TL bedele dönüştürdüğünü, eski Şişli İcra Hukuk (Yeni İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi) 2011/223 sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, senette 50.000,00 TL rakamının önüne 2.2 ibaresinin eklenerek senedin 2.250.000,00 TL bedelli senet haline getirildiğinin tespit edildiğini, davalı şirket yetkilisi hakkında İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/ 470 E. sayılı dosyasında da resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılama yapıldığını ve bu yargılamada alınan Adli Tıp raporlarında da senede 2.2 ibaresinin eklendiğinin belirlendiğini belirterek, icra dosyasına konu tahrifat yapıldığı sabit bulunan senede dayalı olarak yapılan icra takibinde işlemiş faiz ve fer'ileriyle birlikte 2.257.397,26 TL istendiğinden senedin gerçek bedeli 50.000,00 TL'si düşülerek bakiye 2.207.397,26 TL'den borçlu olmadığının tespiti ile alacağın % 20'si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebebe dayalı olarak İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/223 esasına kayden açılan davanın reddine karar verilip temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkili şirket yetkilisi ... hakkında İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/470 E sayılı dosyasında, resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan davada beraat kararı verildiğini ve bu kararda müvekkili şirket yetkilisinin senet üzerinde tahrifat yaptığına ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediğinden beraat kararı verildiğini savunarak davanın reddine ve alacağın % 20'si oranında kötü niyet tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, toplanan delillere, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; senet aslının rakam kısmında herhangi bir parafın olmadığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı’nın 20/12/2016 tarihli raporunda; senedin rakam hanesinde bulunan 50.000,00 TL'nın önüne 2.2 rakamının eklendiği, yazı kısmındaki iki milyon iki yüz elli bin TL ibaresinin ise bir bütün halinde yazıldığının belirtildiği, davaya konu senetteki 50.000,00 TL ibaresinin önüne 2.2 rakamının sonradan eklenerek bedelin 2.250.000,00 TL olarak tahrif edildiği, tahrifatın rakam kısmında yapıldığı, senedin yazıyla yazılan bedeli iki milyon iki yüz elli bin TL olup yazı kısmında herhangi bir tahrifat bulunmadığı, ancak senetteki rakam kısmının tahrif edilmesi ve düzenleyen tarafından herhangi bir parafın atılmaması nedeniyle artık senedin tahrifata uğradığının kabulü gerektiği ve rakamdaki bu tahrifatın mutlak def'i niteliğinde bulunup herkese karşı ileri sürülebileceği, dolayısıyla senedin gerçek bedelinin 50.000,00 TL olup, fazla 2.200.000,00 TL'sinden davacıların davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği, TTK hükümleri ve yerleşik Yargıtay kararları çerçevesinde, senedin, rakam kısmındaki miktar ile yazıyla yazılan miktar arasında çelişki olması durumunda yazıyla yazılan miktara itibar edilmesi gerektiği açıksa da, bu durumun senedin tahrif edildiği iddiasının olmadığı hallerde, başka bir deyişle senette tahrifatın yapılmamış olduğu durumlar için geçerli olduğu, somut olayda, rakamda tahrifat yapıldığından artık senedin yazıyla yazılan bedeline itibar edilmesinin mümkün olmadığı, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/223 E - 2013/797 K sayılı dosyasında, aynı nedene ve aynı senede dayalı olarak açılan davanın, tarafların takip etmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılması şeklinde neticelendirildiği ve bu şekilde kesinleştiği, ayrıca icra hukuk mahkemesince verilen kararların kesin hüküm teşkil etmediği ve genel mahkemeler bakımından bağlayıcı olmadığı, resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı davalı şirket yetkilisi ve senedin lehtarı ... hakkında İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/470 sayılı dosyasında açılan davada "....Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan 23/06/2014 ve 29/12/2014 tarihli raporlarında, dava konusu senette rakamla miktar belirtir kısmında yer alan rakamların fulaj derecesi bakımından kısmi farklılıklar göstermesine rağmen kalem farkı saptanamaması nedeniyle miktar belirtir kısımların belgeye sonradan ilave edildiği veya sonradan değiştirilip değiştirilmediği hususunda bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, sanığın suça konu senet üzerinde tahrifat yaptığına ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediğinden ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle ......" beraat kararı verildiği, anılan ceza dosyasına dayanak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporlarında, senette rakamla miktar belirtir kısmın ... ve ...'nın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, senetteki ... isim yazısının ...'in eli ürünü olduğu, bunun dışında senetteki diğer yazıların ...'nın eli ürünü olduğunun belirlendiğinin açıklandığı görüldüğü, ceza mahkemesince verilen beraat kararlarının hukuk mahkemesini bağlamadığı, sadece ceza dosyasında subuta erdiği kabul edilen maddi vakaların hukuk mahkemesi açısından bağlayıcı olduğu, somut olayda verilen beraat kararının delil yetersizliğine dayalı olduğu, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince ceza mahkemesince araştırılan hususun sahtecilik suçunun sanık tarafından işlenip işlenmediğine ilişkin olup, iş bu menfi tespit davasında tahrifatın veya sahteciliğin davalı tarafından yapılmamasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, senetteki tahrifatın sadece rakam kısmında yapılıp bedele ilişkin yazıyla yazılan kısmında herhangi bir tahrifatın olmadığının yine aynı rapor içeriğiyle sabit olması ve ceza dosyası içeriğine göre tahrifatın davalılar tarafından yapıldığının açıkça belirlenememiş olması karşısında davalı alacaklının, davacılara karşı bu senede dayalı olarak icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2016/7932 sayılı dosyasında takibe konu edilen 07.02.2011 vadeli 05.10.2010 tanzim tarihli, senetten dolayı davalıya karşı 2.200.000,00 TL miktarında borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafıdan istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, hükme esas alınan 20/12/2016 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı Uzmanlık Raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içerdiği, söz konusu rapor ile takibe konu senet üzerindeki "2.2" rakamları ile "50.000" rakamlarının farklı zamanlarda yazıldığının tespit edildiği, yine İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/470 E. sayılı dosyası kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 23/06/2014 ve 29/12/2014 tarihli raporlarda "rakamla miktar belirtir kısımda yer alan rakamların normalden farklı şekilde haneye konumlandırılmış olduğu istif ve boyut bakımından "2.2" ile"50.000" ibareleri arasında farklılıklar olduğu, rakamla miktar belirtir kısımda yer alan "2.250.000,00" ibaresinde yer alan "2.2" ibaresi ile "50.000" ibaresinin fulaj derecesi bakımından kısmi farklılıklar gösterdiği" hususlarının belirlendiği, bu raporlar dikkate alındığında tahrifatın kim tarafından yapıldığı belli değilse de takibe konu senet üzerindeki rakamla miktar belirten kısımda tahrifat yapıldığının sabit olduğu, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/223 E., 2013/797 E. sayılı dosyasında tarafların davayı takip etmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilip bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, icra hukuk mahkemesince davanın esası hakkında bir karar verilmediğinden kesin hükümden bahsedilemeyeceği, İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/470 E. sayılı dosyası kapsamında sanık ... hakkında beraat kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay'ca onanarak kesinleşmişse de, söz konusu dava sonunda delil yetersizliği nedeniyle sanığın beraatine karar verildiği, bu kararın hukuk mahkemesini bağlayıcı bir yönü bulunmadığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 112.711,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi