Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, hükmen tescil ve intikaller yoluyla adlarına kayıtlı bulunan taşınmazın 2904 m2.lik kısmının davalıya  ait 2159 nolu parselin içinde kaldığının tespit edildiğini ileri sürüp 2159 parsel sayılı taşınmazın 2904 m2 lik kısmının tapusunun iptali ile 2185 parselin tapusuna aidiyetine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, 2159 parsel sayılı taşınmazı davacıların açtığı zilyetliğe dayalı tescil davasından önce tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 2185 nolu parsele ait 2904 m2 yerin 2159 parsel içinde mükerrer kaydedildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı, mükerrer tapu kaydının iptali ile tedahül eden bölümün davacılar tapusuna ait olduğuna karar verilmesi isteğine ilişkindir. 
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2185 sayılı parselin 12.4.2004 tarihinde açılan zilyetliğe dayalı tescil davasında 24.560 m2 lik yer için davanın kabulü ile davacı A.T.y ve müşterekleri adına tesciline karar verildiği, tescil kararının 3.5.2007 tarihinde kesinleşerek sicile yansıdığı ve davacı A.n maliki bulunduğu 19/22 payı 31.8.2007 tarihinde diğer davacı L. Can"a satış yoluyla temlik ettiği 2159 sayılı parselin ise 78.560 m2 ham toprak vasfı ile 6.1.2004 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve 18.6.2004 tarihinde M.K.e,9.12.2004 tarihinde F.Ç."e ve 20.6.2005 tarihinde de davalı S.T."a satılarak devredildiği, Kadastro Müdürlüğünün 31.5.2007 tarihli yazısından mahkeme kararına göre tescil edilecek taşınmaz ile dava tarihinden önce idari yoldan tescili yapılan 2159 nolu parselin 2904 m2 lik kısmının üst üste gelerek mükerrer tescile yolaçacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, A.T.ile L. C., 2159 nolu parsel ile mükerrer tescil edilen 2904 m2 lik kısmın tapusunun iptali ile   2185 nolu parselin tapusuna aidiyetine karar verilmesini isteyerek eldeki davayı açmışlardır.
Hemen belirtilmelidirki, iddianın subutu halinde  verilecek kararın dava dışı kayıt maliklerini etkileyeceğinden davanın taşınmazın tüm kayıt malikleri tarafından açılması gerektiği tartışmasızdır.
O halde 2185 parsel sayılı taşınmazın dava dışı maliklerinin de davada yer almalarının sağlanması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken anılan usuli eksiklik gözardı edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   26.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.