22. Hukuk Dairesi 2017/12379 E. , 2020/8378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 03/11/2007 tarihinde çalışmaya başladığını ve hizmet akdini emekliliğe hak kazanması sebebiyle 25/02/2015 tarihinde feshettiğini, müvekkilinin işverenlikte bekçi görevi ile aralıksız olarak çalıştığını belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla mesai ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, 2011 yılının Aralık ayına kadar çalışmasının haftanın 7 günü olduğunu, bu çalışma düzeninde bir hafta mesainin hergün 17.00-06.00 saatleri arasında iken, diğer hafta mesainin hergün 00.00-08.00 saatleri arasında olduğunu iddia ederek fazla mesai ücreti talebinde bulunmuştur.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2011 yılının Aralık ayına kadar olan dönemde davacının bir hafta 17.00-00.00 saatleri arasında, bir hafta ise 17.00-06.00 saatleri arasında çalıştığı, buna göre 17.00-00.00 saatleri arasındaki çalışmasında fazla mesaisinin olmadığı, 17.00-06.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalışarak haftada 24 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiş ise de; tanık beyanlarına göre davacının davalı yerde çalışan tek güvenlik görevlisi olmadığı anlaşılmış, vardiya sisteminin ne şekilde olduğu ise tam olarak tespit edilememiştir. Tanıklar yeniden dinlenerek davacı ile aynı işi yapan kaç çalışan olduğu, davacının hangi vardiyada kaç saat çalıştığı, çalışma sisteminde vardiya düzeninin ne şekilde olduğu netleştirildikten sonra yeniden bir değerlendirme yapılmalı ve davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmalıdır. Diğer yandan, Mahkemenin kabul şekline göre de, davacının 2011 Aralık ayına kadar olan dönem için 17.00-00.00 saatleri arasındaki çalışmasında fazla mesaisinin olmadığı belirtilmesine rağmen, hesaplama tablosunda bu haftalar içinde haftalık 24 saat fazla mesai hesaplanması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.