
Esas No: 2015/1999
Karar No: 2016/9150
Karar Tarihi: 22.03.2016
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/1999 Esas 2016/9150 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili ... ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde 01.04.2007-09.07.2011 tarihleri arasında otel müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacının davalıya ait işyerinde, 01.05.2007-04.10.2007, 01.05.2008-06.10.2008, 01.05.2009-03.10.2009 şeklindeki çalışma dönemlerinde mevsimlik; 11.03.2010-19.06.2011 tarihleri arasındaki dönemde ise sürekli çalıştığı kabul edilmiştir.
Davacının, ilk işe giriş tarihinin 01.05.2007 olduğu esas alınmış ise de, dosya içeriğindeki 04.04.2007 tarihli belgenin nazara alınmaması hatalı olmuştur.. Söz konusu belge işverence sunulmuş olup, davacının imzasını taşımaktadır. Belge içeriğinde, davacının otelde misafir olarak kaldığı, çalışmadığı, her türlü ihtiyacının karşılandığı, eski bir alışkanlıktan dolayı herkesin kendisine müdür diye hitap ettiği, şirket yetkilisi olan ..."nın sadece sevdiği bir arkadaşı olduğu, söz konusu mektup niteliğindeki belgeyi yazma sebebinin sigortayla ilgili bir sıkıntı yaşanmasını engellemek olduğu, firmanın ve sahibinin zarar görmesini istemediğinden söz konusu belgeyi şirket sahibine teslim ettiği şeklinde davacı beyanları yazılı ise de, bu belgenin işveren yetkilisinin baskısıyla düzenlendiği oldukça açıktır. Otelde misafir olarak konakladığı iddia edilen bir kişinin, otelin işleticisi olan şirketin yetkilisine bu şekilde bir yazılı belge vermesi, hayatın olağan akışı içerisinde inandırıcılıktan uzaktır. Keza, dosyaya sunulan 17.04.2007 düzenleme tarihli “... sözleşme” başlıklı sözleşmede de, davacının davalı şirketi temsilen imzası bulunmaktadır. Bu halde, davacının ilk mevsimlik çalışma döneminde işe giriş tarihinin 04.04.2007 olduğu esas alınmalıdır.
3-Mahkemece, davacı tanıklarının fesihle ilgili bilgisinin bulunmaması, davalı tanıklarının beyanlarından ise, davacının işe gelmediğinin ve işi kendisinin bıraktığının anlaşılması gerekçesiyle, kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiştir. İş sözleşmesinin, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek bir şekilde sona erdiğini ispatlama yükü işveren üzerindedir. Fesihle ilgili bilgisi bulunduğunu beyan davalı tanıkları, taraflar arasındaki ilişkinin 2009 sezon sonunda sona erdiğini bildirmişlerdir. Ancak, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, 2009 sezon sonunda iş ilişkisi sona ermemiş, takip eden sezon başında başlamak üzere askıya alınmış ve davacı sezon başında (11.03.2010 tarihinde) yeniden iş başı yapmıştır. Dolayısıyla, davalı tanıklarının fesihle ilgili bilgilerinin esas alınarak sonuca gidilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamına göre, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek bir şekilde sona erdiği hususu işverence ispatlanamamıştır. Anılan sebeple, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ödemesine hak kazandığının kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle tazminat taleplerinin reddi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.