Esas No: 2020/6079
Karar No: 2022/3196
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6079 Esas 2022/3196 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6079 E. , 2022/3196 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.03.2020 tarih ve 2016/150 E. - 2020/73 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekili tarafından duruşmalı istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında “Kebo Franchising” sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin toplam 100.000.-TL franchising bedelini davalının hesabına yatırdığını, davalının öncelikle 05.03.2012 ve 22.03.2012 tarihli ihtarnameleri gönderdiğini, ardından da 07.05.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi kötüniyetle ve haksız feshettiğini, davalının başından itibaren sözleşmedeki yükümlülüklerine aykırı davrandığını, müvekkilinin tüm taleplerine rağmen 100.000.-TL’lik franchising bedeline ilişkin faturayı düzenlemediğini, bu faturanın düzenlenmesini müteakip davalının müvekkiline gönderdiği ürünlerin bedelini fahiş tutarda artırdığını, böylece müvekkilini pes ettirmeye çalıştığını, fiyat sıkıştırması yoluyla marka içinde haksız rekabet oluşturduğunu, davalının aynı işi aynı şehirde yaptığını, hakim durumunu kötüye kullanarak kendi lehine haksız rekabet teşkil edecek fiilerde bulunduğunu, yasal prosedüre aykırı üretilmiş sos ve mayonezi müvekkiline verdiğini, hiçbir zaman sağlıklı ürün temin etmediğini, davalının Türk Gıda kodeksine uygun ürün temin edemeyeceğini anlayınca müvekkili ile olan sözleşmesini feshettiğini, bu haksız fesih sonucu bir çok ürünün müvekkilinin elinde kaldığını ileri sürerek franchise bedeli için şimdilik 100.000.-TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, işyerine alınıp düşük fiyatla elden çıkartılmak zorunda kalınan demirbaşlardaki değer kaybı için şimdilik 10.000.-TL’nin, işyerindeki işletme çerçevesinde yapılan onarım, dekor, tefriş gibi giderler için şimdilik 50.000.-TL’nin, haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kâr için şimdilik 50.000.-TL’nin, davacının elinde kalan ürünlerin karşılığı olarak şimdilik 2.500.-TL’nin, davacının marka değerini, kalitesini, müşteri sayısının artırması sebebiyle şimdilik 5.000.-TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, fazladan ödedikleri bedelin karşılığı şimdilik 9.630.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, 50.000.-TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, marka değerine uygun olmayan ürün satışı, hazırlık pişirim, uygulama reçetelerine uygunsuzluk, Kebo logolu kıyafetlerin personele giydirilmemesi, Kebo logolu ambalajın kullanılmaması, başka yerlerden ürün alınması, eğitimsiz personel çalıştırılması, eğitimlere iştirak edilmemesi, temizliğe riayetsizlik, sigortasız işçi çalıştırılması sebepleriyle franchising sözleşmesinin haklı feshedildiğini, franchising bedelinin sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerce yatırılması sebebiyle davacıya fatura düzenlenemediğini, ancak 04.05.2012 tarihli franchising bedeli açıklamasıyla ve üzerine 80.000.-TL’nin ..., 20.000.-TL’nin Onur Ozan ödemelerine istinaden düzenlenmiştir notu ile faturanın kesilebildiğini, ekonomik sebeplerden fiyatların arttığını, bu durumun müvekkilini de zora soktuğunu, müvekkiline bir kusur atfedilemeyeceğini, davacının şikayeti üzerine yapılan denetimde yalnızca et muhafazası için kullanılan soğuk hava depolarının bildirimlerinin yapılmaması nedeniyle müvekkili hakkında idari para cezası uygulandığını, sos ve mayonez tedarikçisinin gördüğü baskılar üzerine artık bu tedariki yapamayacağını bildirmesiyle anılan ürünlerin kendi işyerinde hazırlanması için düzenlenen eğitime davacının katılmadığını, davacının markanın itibarına zarar verdiğini, davacının fesihten sonra Kebo levhasını indirip aynı demirbaşları kullanarak faaliyetine devam ettiğini, sözleşme uyarınca Kebo’ya ait tüm malzeme ve ürünlerin bedelsiz iadesinin gerektiğini, fesih haklı olduğundan yoksun kalınan kârın istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının sözleşmeyi tek taraflı feshettiği, ürün pişirim ve uygulama reçetelerinin davacı tarafa teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, buna ilişkin herhangi bir delil ileri sürülmediği, ürün ve kıyafetlerde davalıya ait logonun kullanılmadığına ilişkin tutulan KEBO Mağaza Denetim Formu'na dayanıldığı, formun üzerinde davalının imzasının bulunduğu, davalının tek taraflı olarak düzenlediği tutanağın ileri sürülen vakıanın ispatına elverişli olmadığı, ayrıca denetim formunun denetçi eliyle düzenlenmesi gerekliliğinin bizatihi sözleşmeden kaynaklandığı, bu sebeplerle denetim formunun dikkate alınmadığı, diğer delillerden de bu yönde bir sonuç çıkarılamayacağından söz konusu iddianın ispatlanamadığı, belirtilen eksikliğin mevcut olduğu sonucuna varılması halinde dahi, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. maddesi doğrultusunda davacı tarafa süre verildikten sonra eksikliğin giderilip giderilmediğine ilişkin yeni bir denetim yapılması gerektiği halde bu yönde de bir delilin sunulmadığı, “sözleşmede belirlenen tedarikçiler dışında başka yerlerden ürün temin edildiği, sigortasız işçi çalıştırıldığı ve diğer eksikliklere” ilişkin KEBO Mağaza Denetim Formu yanında bir takım fotoğraflar sunulmuşsa da fotoğrafların davalının iddia ve savunmalarını ispatlar nitelik taşımadığı, feshin haksız olduğu kanaatine varıldığı, davacının belirli bir süre kullanmış olduğu marka ile bir süre ayakta kalan franchise sözleşmesi için bir miktar indirime gidildiği, sözleşmenin ayakta kaldığı süre göz önüne alınarak 100.000.-TL olarak ödenen franchise bedelinden 80.000.-TL'nin davacıya ödenmesi kararı verildiği, davacının sözleşmede belirtilen iş dışında başka bir iş yapmadığı, demirbaş, tadilat onarım, tefriş masrafı ile ilgili olarak 32.294,06 TL zarar oluştuğunun ispat edildiği, 9.630.-TL'nin sözleşme hükümlerine aykırı olarak fazladan ödendiği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin temel kaynağının hukuki nitelendirmeye ilişkin olması ve hukuki nitelendirmenin hakim tarafından yapılması gerektiğinden çelişkilerin mahkemece giderildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 80.000.-TL'nin 20.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, demirbaş, tadilat onarım, tefriş ile ilgi kaybı nedeniyle 32.294,06 TL'nin 07.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, ihtirazı kayıt ile ödenmiş 9.630.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, franchising sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının franchising sözleşmesini haksız feshettiği kabul edilmişse de taraflar arasında imzalanan 22.06.2011 tarihli “Kebo” Franchising Sözleşmesi’nin “Altınark’ın Yükümlülükleri” başlıklı 5. maddesinde “Altınark’ın sözleşme süresince personel için Kebo’nun dönemsel olarak belirlediği kıyafetleri bedeli karşılığı temin edeceği ve personelin bakımlı, temiz ve düzenli olmasını sağlayacağı” kararlaştırılmış, aynı maddenin son paragrafında “Altınark, Kebo’nun ticari itibarını ve müşteri ilişkilerini zedeleyecek, basiretli tüccar anlayışına ters düşecek davranış içinde olması ve bunu sürdürmekte ısrar etmesi ve ihtarlara uymaması durumunda, Kebo markasını ve itibarını koruma açısından sözleşmeyi tek taraflı feshetme hakkına sahip ve yükümlüdür. Ayrıca sözleşmedeki maddelere uyulmaması tek taraflı fesih hakkı doğuracaktır” ibarelerine yer verilmiş, yine Genel Şartlar başlıklı 6. maddesinde “Anlaşmanın feshi; işbu sözleşmedeki yükümlülüklere uyulmaması, yerine getirilmemesine veya yapılan ihtara rağmen 3 (üç) gün içinde önlem alınmaması halinde sözleşme Kebo tarafından tek taraflı feshedilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı franchising verenin, 05.03.2012 tarihli ihtarnamesinde “(Örn. Çalışanların giydiği logolu t-shirtler, Kebo’da giyilen ve Kebo tarafından temin edilen tshirtler değildir. Değiştirilerek ve başka yerde yaptırılarak muhatapça kullanılmaktadır)” denilmiş, aynı ihtarnamede “İşbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ... ... sözleşmeye aykırılık teşkil eden ... .... tüm uygulama ve faaliyetlerin durdurularak sözleşmede düzenlenen usuller çerçevesinde uygulama geçilmesi” istenmiş, aksi takdirde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği ihtar edilmiştir.
Her ne kadar davacı şirket temsilcisinin imzası yoksa da davalı tarafından düzenlenen Mağaza Denetim Formlarında “Personelin Kebo tarafından belirlenen tek tip kıyafetleri mevcut mu, temiz ve düzenli mi” bölümüne “Hayır kıyafetler giyilmiyor” açıklamasına yer verilmiş, Hatay 5. Noterliğinin 30.04.2012 tarihli Düzenleme Şeklindeki Tespit Tutanağı’nın içeriğine göre de davacı işyeri çalışanlarının üzerinde sözleşmeye uygunluk taşımayan kıyafetlerin bulunduğu anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde davacının davalı tarafından belirlenen kıyafetleri alıp bu kıyafetlerle çalışma yükümlülüğü olduğu halde uyarı ve tespitlere rağmen yerine getirmediği anlaşıldığından davalının 07.05.2012 tarihli ihtarname ile feshinin haklı nedene nedene dayalı olduğu kabul edilip davacının alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.