MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Çekişme konusu 786, 590, 469, 394, 98, 99, 137, 23 parseller ve 1293 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 17850 metrekarelik bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 31.10.1969 ila 22.5.1970 tarihleri arasında yapıldığı, çekişmeli taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde kadastro tespitinden önce 11.1.1969 tarihinde davacıların murisi ... tarafından açılan 1969/39 Esas sayılı tescil davası nedeniyle malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edildikleri, davacı ..."un davalılar Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açtığı tescil davası sonunda Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/39 Esas ve 1970/197 Karar sayılı tescil kararında taşınmazların mevki, sınırları ve miktarları tek tek yazılarak 21 adet taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verildiği, keşifte yapılan uygulama ile çekişme konusu taşınmazların tescil ilamının 1, 2, 5, 8, 11, 12, 13, 15, 16, 17, 18, 19 ve 20. sırasındaki taşınmazlar olduğunun belirlendiği, Kadastro Mahkemesince uyuşmazlığın, kadastro tespit günündeki hukuksal duruma göre ve kazanılmış haklar nazara alınarak çözümlenmesinin zorunlu olduğu açıklanarak; somut olayda, tespitin 1966 tarihinde yürürlüğe giren 766 sayılı Yasa’ya göre yapıldığı, tespit tarihi ve dava tarihine göre 766 sayılı Yasa"nın 33. maddesi zilyet lehine hüküm içermekte olup anılan bu madde davalı taraf açısından kazanılmış hak oluşturduğuna göre, diğer koşulların varlığı halinde davalı tarafın, belgesiz zilyetlikten her bir parça taşınmazda 100 dönüm miktarında mülk edinmesinin mümkün bulunduğu, lehe bulunan yasa hükümleri doğrultusunda inceleme ve araştırma yapmak gerektiği, mahkemece, taşınmazlar başında keşif yapılarak taşınmazların bitişiğinde davacı taraf adına belgesiz zilyetlikten edinilmiş taşınmaz bulunup bulunmadığı, var ise aynı bütünden bölünen taşınmazların miktarının 100 dönümü geçip geçmediğinin araştırılması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip miktar sınırlaması yönünden 766 sayılı Yasa’nın 33. maddesi dikkate alınmak suretiyle her müstakil parçada 100 dönüm taşınmazın zilyedi adına tescil edilebileceğinin gözönüne alınması, öte yandan yukarıda sözü edilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/39 Esas ve 1970/197 Karar sayılı tescil ilamının 3, 4, 6, 7, 9, 10, 14 ve 21 sırasında mevki hudutları ve miktarları belirtilerek davacı ... adına tescil edilen taşınmazların kadastro tespiti sırasında ne gibi bir işleme tabi tutulduğu ve akibetlerinin ne olduğu araştırılmadığından mahallinde yapılacak keşifte, tescil ilamının 3, 4, 6, 7, 9, 10, 14 ve 21 sırasında geçen taşınmazların mevki ve sınırları da uygulanarak kadastro tespiti sırasında hangi parseller olarak tespit edildiğinin belirlenmesi, kadastro tespit tutanakları celp edilerek tespitleri kesinleşmiş ise davalı hale getirilmesi ve bu parseller hakkında da 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi dikkate alınarak sicil oluşturulması” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında tescil ilamına konu olan diğer taşınmazlar belirlenmiş ve buna göre, kadastro çalışması sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 427, 1542, 2188, 2224, 2665, 2736, 2737 parsel sayılı 7000, 15850, 1050, 4300, 488,258, 440 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına; 1103 parsel sayılı 30750 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise hükmen ve ifrazen 3078, 3079, 3080, 3081, 3082, 3083, 3084, 3085, 3086 parsel numarası ile sırasıyla ..., ..., ..., ... ve müşterekleri, ..., ..., ... ve ..., ..., ... adlarına tescil edildikleri anlaşılmış ve anılan parsellere ait tutanaklar davalı hale getirilerek tapu malikleri davaya dahil edilmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 469, 590, 786, 23, 98, 99, 137, 394 ve 1293 parsel sayılı taşınmazların, payları oranında davacılar ... ve müşterekleri adına; çekişmeli 427, 1542, 2188, 2224, 2665, 2736 ve 2737 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, 1103 parsel numara ile tespiti yapılan taşınmaz hakkında mahkemenin 1995/248 Esas 1998/197 Karar sayılı ilamı ile karar verildiği ve bu karara istinaden tapu sicil oluşturulduğu anlaşıldığından bu taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.