Esas No: 2020/7975
Karar No: 2022/3200
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7975 Esas 2022/3200 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7975 E. , 2022/3200 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.05.2018 tarih ve 2014/1368 E. - 2018/585 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/8 E. - 2020/871 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; 02.12.1972 tarihinde kurulan Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş. hisselerinin ...'in 25.10.2010 tarihinde vefatı ile veraseten müvekkillerine intikal ettiğini, şirket sermayesinin 7.000.000.000,- TL iken 12.11.2002 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 80.000.000.000,- TL'ye çıkarıldığını, 18.04.2008 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısından itibaren ...'in rahatsızlanmasından sonra yönetim kurulunda görev almaması ve vefatından sonra davalılar ... ve ... tarafından müvekkillerinin dışlandığını, süresinde yapılmayan 2009 yılı olağan genel kurul toplantısında şirket faaliyetleri, yıllık bilançoları, gelir tabloları hakkında bilgi verilmemesi nedeniyle şirket mal varlıkları, iştirakleri, gelirleri ve gelirlerin nerede sarf edildiğinin açıklanmadığını, itilaf nedeniyle şirket ortaklarına düşen gelirin, aylık mali dönem içinde ödenmemesi ve şirketlerin
-/-
her türlü belgesinin davacılardan saklanması nedeniyle davacıların ve şirketlerin zarara uğratıldığını, yönetim kurulu üyeleri ... ile ...'nın ...'i dışlayarak sermayesini ve şirket paylarını kendi aralarında paylaşarak Efor Mağazacılık Tekstil Dış Tic. Ltd. Şti.'yi kurduklarını ve tüm şirketlerin portföyünü ve kazançlarını kurdukları bu şirkete devretmeye başladıklarını, şirketlerin kronolojik öyküsü dikkate alındığında, şirketler arasında ters orantının görüldüğünü ve bunun her iki şirkette hissesi bulunan yönetim kurulu üyelerinin tüm birikimlerin ve portföy ile mesailerinin Ltd. Şti.'ye yönlendirildiğini ispatladığını, 22.05.2014 tarihli olağan genel kurulun hükümsüz olduğunu, 22.05.2014 tarihli genel kurulda alınan, yönetim kurulunun seçilmesine ilişkin karar ile 2010-2011-2012-2013 yıllarına ait yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararın ve diğer tüm kararların geçerliliğinin bulunmadığını, 2010-2011-2012 ve 2013 yıllarına ait genel kurulların süresinde yapılmadığını, Ergül ve ...'nın 28.07.2004 tarihinde Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş. ile aynı konuda faaliyet gösterecek olan Efor Mağazaları Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'yi kurup, Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş. tüm müşteri ve tedarikçi portföyünü bu yeni şirketlerine aktardıklarını, bu nedenle Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş.'nin cirosunun ve karlarının düştüğünü, Efor Mağazaları Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'ninkinin ise arttığını, müvekkillerinin şahsi taşınmazlarının Efor Mağazaları Tekstil Dış Ticaret Ltd.Şti.'nin kredi borçları için ipotek edildiğini, bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun söz konusu olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin sadakat, özen, eşit davranma yükümlülüğü, rekabet yasağı gibi TTK uygulamalarına aykırı davrandıklarını, yönetim kurulu üyelerinin davalı limited şirket kurucusu ve müdürleri olması nedeniyle davacı pay sahipleri ile anonim şirketin uğradığı doğrudan veya dolaylı zararların tazmininden sorumlu olduklarını, davacıların hiçbir şekilde bilgi sahibi olmaları istenmediğinden şirket yönetim kuruluna seçilmediklerini, yönetim kurulu üyelerinin kendi kurmuş oldukları şirket üzerinde yoğunlaştıklarını, davacıların pay sahibi oldukları şirketlerde kar payı dağıtılmadığını, davacılardan ...'in pay sahibi olmadığı Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'de sigortalı olarak çalışmak zorunda bırakıldığını, burada da amacın diğer şirketlerden bilgi alımını önlemek ve izole etmek olduğunu, ...'in iş akdinin haksız olarak feshedildiğini bu sebeple davacıların maddi olarak mağdur edildiklerini belirterek; davalı Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş.'nin 22.05.2014 tarihli genel kurulunun hükümsüzlüğünün tespitine; davalıların her türlü haksız kazancının ...den çıkış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 1.000.- TL'sinin Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş.'ye ödenmesine; gerçek kişi davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan doğan dolaylı veya doğrudan şirkete verilen zararın ve haksız kazancın, zararın doğum tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 150.000.- TL'sinin Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş.'ye veya davacı müvekkillerine ödenmesine; kar payından yoksunluk, dağıtılmayan kar payı ile yoksun bırakılan kazançlar ve davalı A.Ş.'nin portföyünün kullanılması nedeniyle davalı Ltd. Şti.'nin elde etmiş olduğu kazanç üzerinden hesaplanacak tazminatın zarar ve kazanç tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, şimdilik 150.000.- TL'sinin davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davacıların ...genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti davasında, Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'ni ve diğer müvekkillerini davalı göstermesinin usule aykırı olduğunu, şirket yöneticilerinin sorumluluğundan doğan tazminat davasında Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları San. Tic. A.Ş. ve davacılar ile her hangi bir ilgisi bulunmayan Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'nin davalı olarak gösterilmesinin usule aykırı olduğunu, davacı tarafın iddialarının somut delillere dayanmayan soyut ve davacıların tek taraflı iradelerinin ürünü olduğunu, dava haklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin kusurlu olduklarına ve somut bir zarar meydana geldiğine ilişkin somut bir delil ibraz edilmediğinden, dava dilekçesini ve dilekçeye konu talepleri esas açısından da kabul etmediklerini, davacıların murisinin pay sahipleri tarafından yönetim kuruluna seçilmemiş olmasının müvekkillerinin, murisin ve davacıların yönetim kurulunda görev almalarını engellediği şeklinde yorumlanmasının hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları A.Ş.'nin 22.05.2014 tarihinde yapılan her hangi bir genel kurulunun bulunmadığını, davacıların murislerinden bahsederek 4 yıl sonra dava açmalarının kötü niyetli olduğunu, davalıların ortağı olduğu Efor Mağazacılık Dış Ticaret Ltd. Şti.'nin davacıların murisinin sağlığında ve murisin bilgisi dâhilinde onun muvafakati ile 2004 yılında kurulduğunu, Başak Mağazaları Giyim ve Ev Eşyaları Tic. A.Ş.'nin gelir ve giderleri ile mali tablolarına ilişkin bilgilerin bu şirketin ticari defterlerinde mevcut olduğunu, ...'in sağlığında kendisine ait taşınmaz üzerinde Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Limited Şirketi lehine ipotek tesis etmesinin, kendi açık rızası ile gerçekleştirilen resmi bir işlem olduğunu, ...'in pay sahibi olmadığı Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'nde sigortalı olarak çalışmayı kendisinin talep ettiğini, davacının pay sahibi olduğu şirket hakkında bilgi sahibi olması için bu şirkette çalışması zorunluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın hangi dönemle ilgili ne miktarda tazminat talep ettiğini açık ve net olarak belirtmesi zorunluluğu olduğunu, gerçek kişi davalıların ortağı olduğu Efor Mağazacılık Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti.'nin davacılar ve bu davaya konu talepler ile bir ilgisi bulunmadığını savunarak, davanın bu şirket açısından husumet nedeni ile reddine, davacı tarafın davasının usul ve esas açısından reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şirket yetkililerinin sorumluluğu ile Genel Kurul İptali talebinin aynı dava gibi görülemeyeceğinden, Genel Kurul Kararının iptali talebinin bu dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2015/688 Esas sırasına kaydedildiği, böylece işbu davanın konusunun davalıların şirkete ve davacılara doğrudan ve dolaylı olarak verdikleri zararın tazmini, yöneticilerin sorumluluğuna gidilmesi talebi olduğu, buna göre davalıların dava konusu şirketi doğrudan veya dolaylı olarak zarara uğrattıklarına ilişkin somut bir belge yada bilgiye ulaşılamadığı, bu sebeple davacıların davalarını ispat edemedikleri gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar ve davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusu yönünden; davacıların, davalıların haksız rekabet ettiklerini, davalı gerçek kişilerin rekabet yasağına aykırı davrandıklarını, davalı yöneticilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı davrandıklarını, bu nedenle ortağı oldukları şirketin zarara uğradığını ve yine davalıların eylemleri nedeniyle kendilerinin doğrudan zarara uğradıklarını ispatlayamadıklarından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise; dava haksız rekabet, rekabet yasağına aykırılık, kanun ve esas sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan maddi zararın tazminine yönelik olduğu, bu nedenle davanın reddi halinde dava değeri üzerinden davalılar lehine nispi esasa göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, mahkemece reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT 13.maddesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın reddine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 29.520,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.