Esas No: 2020/8108
Karar No: 2022/3193
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8108 Esas 2022/3193 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı banka, takip borçlusunun hesabında bulunan bakiye paranın kendisine rehin/alacak hakkı olduğunu fark etmesinin ardından üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ancak öncesinde birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine cevap verildiğini ve bu borcu önceden ödediğini iddia etmiş, davalı ise cevap yazılarının icra dosyasına ulaşmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesi, davacının itirazlarına usulüne uygun olarak cevap vermesinin ardından davalının gönderdiği üçüncü haciz ihbarnamesiyle dava açıldığını kabul ederek davayı kabul etmiş, bu karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi, davacının üçüncü haciz ihbarnamesine cevap vermesi gerektiğini savunan davalıya katılmamış, davacının borçlu olmadığının tespitine ve vekalet ücretine yer olmadığına karar vermiştir. Karar temyiz edilmiş ancak Mahkeme dosya kapsamına göre kararında hukuka aykırı bir yön görmediği için Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- HMK 353/1-b-3.maddesi
- İİK 89/3.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.11.2019 tarih ve 2018/1119 E- 2019/1036 K. sayılı kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.09.2020 tarih ve 2020/2148 E- 2020/43 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü'nün 2018/13359 esas sayılı dosyasından 06.06.2018 tarihinde birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, 11.06.2018 tarihinde ise banka genel müdürlüğüne tebliğ edildiğini, davacı banka tarafından yapılan inceleme sonucunda takip borçlusunun davacı banka hesabında 817,15 TL bakiye parası bulunduğu ve bu hesap üzerinde davacı bankanın rehin/alacak hakkı olduğunun anlaşıldığını, buna ilişkin cevabın 11.06.2018 tarihinde KEP üzerinden gönderildiğini, ilgili haciz ihbarnamesine süresinde cevap verildiğini, buna rağmen aynı icra dosyası için davacı bankaya ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ikinci haciz ihbarnamesine de süresinde itiraz edildiğini, 20.09.2018 tarihinde aynı takip dosyasından 14.09.2018 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine süresinde ve usulüne uygun olarak itiraz eden davacıya gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, icra dosyasında ve UYAP'ta mevcut olmayan cevap yazılarının KEP hesabına ya da muhabere bürosuna verildiğinin davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davacının davalıya üçüncü haciz ihbarnamesi göndermesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, fiziki olarak icra dosyasında ya da UYAP'ta birinci haciz ihbarnamesine Ziraat Bankası tarafından verilen bir cevap bulunmadığının İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü'nün 11.10.2018 tarihli karar tensip tutanağı ile sabit olduğunu, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti talebinin kabul edildiğini, HMK'nın 312. maddesi ve emsal Yargıtay kararları uyarınca davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, diğer davalı yönünden davanın ayrılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalının üçüncü haciz ihbarnamesini göndererek eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davacı tarafın birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine usulüne uygun olarak itiraz edip üzerine düşen görevleri yaptığı, itiraz dilekçelerinin dosyaya girmemesinin ise İcra Müdürlüğünden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabul nedeniyle kabulüne, davanın açılmasında kusuru bulunmayan davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle harca esas değer olarak gösterilen tutar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin yarısına hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü'nün 2018/13359 esas sayılı dosyasından gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine davacının yasal süresi içerisinde itiraz ettiği, ancak gönderilen itiraz dilekçelerinin icra dosyasına ulaşmadığı, zira İcra Müdürlüğü tarafından 09.10.2018 tarihli karar tensip tutanağında, ikinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinin süresinde gönderildiğinin de belirtildiği, ayrıca birinci haciz ihbarnamesine yapılan itiraz için gönderilen dilekçenin ise dosyaya sunulan tebliğ zarfı suretlerine ve sair delillere göre süresinde sunulduğunun anlaşıldığı, İİK 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde davalının, dava açılmasında da davacının kusuru bulunmadığı, yerel mahkemece her iki tarafa da vekalet ücreti takdirine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken davacı lehine vekalet ücreti takdiri doğru görülmediği gerekçesiyle, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/1119 Esas, 2019/1036 Karar sayılı ilamının HMK'nın 353/1-b-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, HMK 353/1-b-3.maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabul nedeniyle kabulüne, davacının İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü'nün 2018/13359 esas sayılı icra dosyasında kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine konu miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.