Esas No: 2020/6129
Karar No: 2022/3175
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6129 Esas 2022/3175 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin kararı, bir işyerinde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden kişilerin destekten yoksun kalma tazminatlarının Ersoy Gaz San ve Tic. AŞ. tarafından ödenmesi gerektiğine hükmetmektedir. Ancak kısa kararda hüküm ile gerekçe arasında çelişki olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle karar re'sen bozulmuştur. Temyiz itirazları ise incelenmeyecektir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise HUMK'nın 382 ve devamı maddeleri ile HMK'nın 294 vd. maddeleridir. Ayrıca HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.04.2019 tarih ve 2015/895 E. - 2019/449 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.06.2020 tarih ve 2019/2304 E. - 2020/746 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl davada davacılar ve birleşen dosya davası davacısı Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkillerinin murisi ...'ın 03.02.2011 tarihinde Metsan San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli işyerinde meydana gelen patlamada hayatını kaybettiğini, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/256 esas sayılı dosyasında alınan raporda belirtildiği üzere Ersoy Gaz San ve Tic. AŞ.'nin lisanssız olarak doğalgaz satış ve dağıtımını yapması ve bu amaçla oksijen tüplerine doğalgaz doldurması ve murisin ölümüne neden olan patlamanın meydana gelmesine doğrudan neden olduğu için sorumlu olduğunu, Ersoy Gaz San. A.Ş.'nin yaptırması zorunlu olan Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası yaptırmadığını, bu nedenle Güvence Hesabına karşı dava açıldığını, murisin tamamen kusursuz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle Sema için 500,00 TL, Uğurcan için 250,00 TL ...için 250,00 TL olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi itibari ile işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için 142.410,97 TL, davacı Uğurcan için 3.840,56 TL, davacı ...için 17.229,36 TL olarak talebini artırmıştır.
Birleşen dosyada ... vekili; müvekkilinin oğulları ... ve ...'ın 03.02.2011 tarihli patlamada hayatını kaybettiğini, destekten yoksun kaldığı belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline talep etmiş, 23.11.2018 tarihli dilekçe ile talebini 68.266,43 TL'ya çıkarmıştır.
Davalı ... vekili; meydana gelen patlamadan dolayı müvekkili kurumun sorumlu olmadığını, iş kazası olduğundan SGK ve işverenin sorumlu olduğunu, ayrıca iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Ersoy Gaz San. AŞ.'nin tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortasının yer ve riziko adresi itibariyle kaza yerinin teminat dışında kaldığını, davacıya yapılmış başkaca ödemeler var ise bunların nazara alınmasını, faize, faizin başlangıç tarihine ilişkin talepleri kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davalı ... Hesabının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu asıl davanın kısmen kabulüne, 142.410,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı ...'ya, 585,00 TL destekten yoksun kalma tazmiantının davacı Uğurcan'a, 13.966,73 TL destekten yoksa kalma tazminatının davacı Berat'a, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile
ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kabulüne 68.266,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının her iki oğlunun ( ...ve ...'in) vefatı nedeniyle davalıdan tahsiliyle davacı ...'e dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; olayda 20 kişinin vefat etmesi ve 43 kişinin yaralanması nedeni ile sigorta poliçesi teminatının zarar görenlerin zararı oranında paylaştırılması gerektiğinden, garameten paylaştırma yapılması için rapor alındığı, buna göre davalı tarafça yapılan ödemeler toplamı ile derdest dosyalardaki zarar miktarı toplamının 3.327.688,67 TL olduğu, Ersoy Gaz San ve Tic. A.Ş'nin ölüm/yaralanma halinde azami teminat limitinin 200.000,00 TL, satış hasılatı/kullanım tutarına göre kaza başına 3.200.000,00 TL olduğu, sadece ödemeler açısından değerlendirme yapılması halinde gareme hesabına gerek bulunmadığı, davalı ... tarafından yapılan ödemeler ile halen yargılaması devam eden bedeni zararlar klozu kapsamındaki zarar miktarının tutarının (3.327.688,67 TL) kaza başına teminat limitini aştığı görülmekle yapılan ödemeler ve derdest zarar miktarları açısından değerlendirme yapılması halinde, derdest zarar+ödeme miktarı, teminat limitine oranlandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, asıl davanın kısmen kabulü ile, davacılardan ... için 136.946,44 TL ... için 562,00 TL ...Çapraz için 13.430,80 TL'nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile davacı ... için 68.266,43 TL'nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birleşen davanın davacısı ...'a ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... Hesabından tahsili istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da imkansız kılmaktadır.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince 16.06.2020 tarihli kısa kararda “...... için 562,00 TL” “... için 68.266,43 TL” şeklinde karar verildiği, gerekçeli kararda ise hükme esas alınan rapora göre garame hesabı sonunda davacı Uğurcan için 562,55 TL, Yeter için 65.646,94 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerektiği ifade edilmiş ancak kısa karardaki gibi hüküm kurulmuş olmakla, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re'sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.