Esas No: 2015/6156
Karar No: 2015/6432
Karar Tarihi: 25.06.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/6156 Esas 2015/6432 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 27/09/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... mirasçılarından ...., ..... ve ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden vekili Av. ...., ... vekili Av. ..., ... vekili Av. ... ve ..., ... vekili Av. ... geldi, diğer taraftan .... Yönetimi vekili Av. .... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
... köyünde 766 sayılı Kanun hükümlerine göre 1978 yılında yapılıp 18.01.1980 ilâ 18.02.1980 tarihleri arasında ilân edilerek itirazsız kesinleşen genel arazi kadastro çalışması sırasında ve 373 parsel sayılı 19500 m² yüzölçümlü, çam ve palamut ağaçlı tarla nitelikli taşınmaz, 1 Aralık 1962 tarih 56 sıra, 8 Nisan 1975 tarih 71 sıra, 7 Temmuz 1975 tarih 78 sıra, 21 Mart 1961 tarih 37 sıra ve 19 Haziran 1973 tarih 76 sıra sayılı tapu kayıtları ve .... mevki 345 tahrir nolu vergi kaydı dayanak alınarak ... adına,
374 parsel sayılı 15525 m² yüzölçümlü, çam ve palamut ağaçlı tarla nitelikli taşınmaz, aynı tapu ve vergi kayıtları dayanak alınarak ... adına,
377 parsel sayılı 27900 m² yüzölçümlü ve tarla nitelikli taşınmaz, aynı tapu ve vergi kayıtları dayanak alınarak ... adına,
378 parsel sayılı 20250 m² yüzölçümlü ve tarla nitelikli taşınmaz, aynı tapu ve vergi kayıtları dayanak alınarak ... adına,
379 parsel sayılı 31925 m² yüzölçümlü ve tarla nitelikli taşınmaz, aynı tapu ve vergi kayıtları dayanak alınarak ..., ..., ..... ve ... adına,
510 parsel sayılı 38350 m² yüzölçümlü, çam ve palamut ağaçlı tarla nitelikli taşınmaz, aynı tapu kayıtları dayanak alınarak ... ve ..... adına tesbit ve tescil edilmişlerdir.
571 parsel sayılı 3050 m² yüzölçümlü ve tarla nitelikli taşınmaz ise, 510 parsel sayılı taşınmazdan kamulaştırma nedeniyle ifraz edilerek 12.12.1988 tarihinde hükmen tescil suretiyle ... adına tescil edilmiştir.
Davacı .... Yönetimi vekili, 16.07.1980 hâkim havale tarihli dilekçeler ile, 1980/629 esas sayılı davada çekişmeli 379 parselin, 1980/630 Esas sayılı davada çekişmeli 510 parselin, 1980/631 Esas sayılı davada çekişmeli 374 parselin, 1980/633 Esas sayılı davada çekişmeli 378 parselin, 1980/634 Esas sayılı dosyada çekişmeli 373 sayılı parselin, devletleşen ormanlardan olduğu, iadeye tâbi bulunmadıkları iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle tescilleri istemiyle tapu maliklerine husumet yöneltmek suretiyle dava açmıştır.
Yine davacı .... Yönetimi vekili 23.08.2007 hâkim havale tarihli dilekçe ile, 2007/379 Esas sayılı davada, çekişmeli 377 ve 571 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman tahdidi içinde kaldıkları, yine çekişmeli 377 sayılı parselin 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkartılmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ve orman niteliğiyle tescili, tapuların üzerinde bulunan şerhlerin terkini talebiyle ..., ... ve .....ye husumet yöneltmek suretiyle dava açmıştır.
Davalı-davacı ... vekili 21.07.1986 hâkim havale tarihli dilekçeler ile, 1986/636 Esas sayılı davada, çekişmeli 374 sayılı parselin, orman olmadığı halde orman tahdidi içine alınma işleminin yanlış olduğu,
Yine 1986/637 ve 1986/638 Esas sayılı davalarda çekişmeli 373 sayılı parselin, orman olmadığı halde orman tahdidi içine alınma işleminin ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman tahdidi dışına çıkarılmasının yanlış olduğu iddiasıyla,
Davalı-davacılar ..., ..., ..., ... vekili 21.07.1986 hâkim havale tarihli dilekçeler ile, 1986/641 Esas sayılı davada çekişmeli 379 sayılı parselin orman olmadığı halde orman tahdidi içine alınma işleminin ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman tahdidi dışına çıkarılmasının yanlış olduğu iddiasıyla,
Davalı-davacı .... ve ... vekili 21.07.1986 hâkim havale tarihli dilekçe ile, 1986/635 esas sayılı davada, çekişmeli 510 sayılı parselin 21.03.1961 tarih 37 sıra sayılı tapu kapsamında orman olmadığı halde, orman tahdidi içine alınmasının yanlış olduğu iddiasıyla,
Davalı-davacı ... vekili 21.07.1986 hâkim havale tarihli dilekçe ile, 1986/634 esas sayılı davada çekişmeli 378 sayılı parselin, 21.03.1961 tarih 37 sıra sayılı tapu kapsamında orman olmadığı halde, orman tahdidi içine alınması ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman tahdidi dışına çıkarılmasının yanlış olduğu iddiasıyla,
Yörede yapılan orman tahdidlerinin iptali ve taşınmazlarının orman sınırı dışına çıkartılması istemleriyle dava açmışlardır.
Davacı .... Yönetimi tarafından açılan tapu iptal ve tascil davaları ile davalı-davacı gerçek kişiler tarafından açılan orman tahdidi ve 2/B uygulamasına itiraz davaları birleştirilerek yargılamaya 1980/629 esas sayı ile devam olunmuştur.
Yargılama sırasında davalı-davacılardan ..."nın ölmesi nedeniyle, husumet mirasçılarına yaygınlaştırılmıştır.
Ayrıca, davalı 510 parselden kamulaştırma nedeniyle ifraz edilerek tapu siciline tescil edilen 1103 parsel yönünden husumet ....ne yaygınlaştırılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli 373, 374, 378, 379, 510 ve 571 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 377 sayılı parselin bilirkişi raporlarında (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin, eski tarihli harita ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu, çekişmeli 377 parselin (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise ormanın devamı ve orman içi açıklık niteliğinde olduğu gerekçesiyle .... Yönetiminin davasının kabulüne, davacı gerçek kişilerin açtığı orman kadastrosu ve 2/B çalışmasına itiraz davalarının açılmamış sayılmasına ve dava konusu eski 373 yeni 102 ada 3, eski 374 yeni 102 ada 2, eski 377 yeni 102 ada 7, eski 378 yeni 102 ada 6, eski 379 yeni 102 ada 5, eski 571 yeni 152 ada 1, eski 510 152 ada 2, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından 377 parsel ve orman kadastrosuna itiraz davalarına karşı vekâlet ücretine, davalı-davacı ..., ..., ... ve ... vekili Av. ... tarafından 373, 374 ve 510 parsellere, davalı ... vekili Av. ... (duruşmalı) tarafından 377 parsele, davalı ... vekili 571 sayılı parsele, davalı-davacı ..., ... ve ... vekili Av. ... tarafından 378 ve 379 parsellere, davalı-davacı ... mirasçıları ...., ..... ve ... (duruşmalı) tarafından 379 sayılı parsele ve Devlet Su İşleri vekili tarafından 152 ada 8 (eski 1103) parsele yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki nitelendirmeye göre davacı .... Yönetimi tarafından açılan davalar, devletleştirilmiş orman oldukları savına dayalı tapu iptali ve tescil davası, davalı-davacı gerçek kişilerin davaları ise askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına itiraz davalarıdır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu .... köyünde, genel arazi kadastro tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, tesbit tarihinden sonra ise 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uyarınca yapılıp 09/02/1982 tarihinde ilân edilen ancak ekip çalışmalarının ilânında sakınca bulunmadığına dair komisyon tutanağı düzenlenmediğinden tamamlanmadığı kabul edilen orman tahdidi ve 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca yapılıp itirazsız yerlerde 21.05.1987 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca yapılıp itirazsız yerlerde 09.05.1990 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Dava konusu 373, 374, 375, 376, 378, 379, 510 ve 510 sayılı parselden ifrazen oluşan 1102, 1103, 1104 ve 571 sayılı parseller yönünden açılan tahdide itiraz davaları nedeniyle kesinleşmemiş olup, dava konusu 377 sayılı parsel yönünden ise 09.02.1983 tarihinde kesinleşmiştir.
Yörede 2011 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre kadastro paftalarının yenilenmesi çalışması yapılmış olup dava konusu 373 parsel 102 ada 3 parsel sayısını, 374 parsel 102 ada 2 parsel sayısını, 377 parsel 102 ada 7 parsel sayısını, 378 parsel 102 ada 6 parsel sayısını, 379 parsel 102 ada 5 parsel sayısını, 571 parsel 152 ada 1 parsel sayısını, 510 parsel ise 152 ada 2, 8 ve 9 parsel sayısını almıştır.
Temyiz incelemesi için gönderilen dava; 1980 yılında ilân edilerek itirazsız kesinleşen 373, 374, 378, 379 ve 510 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak .... Yönetimince 16.07.1980 hâkim havale tarihli dilekçeler ile, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali istemiyle dava açılmış, yargılama sırasında 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 09.02.1982 tarihinde ilân edilen orman tahdidi, daha sonra da 1986 yılında yapılan aplikasyon çalışmasında “1982 yılında ilân edilen orman tahdidinin ekip çalışmalarının ilân edilmesinde sakınca bulunmadığına dair komisyon tutanağı düzenlenmediğinden tamamlanmadığı” belirtilerek orman kadastro çalışmaları kesinleşmediği kabul edilerek yeniden çalışma yapılmış, davalı parsellerin tesbit malikleri bu çalışmaya süresinde itiraz etmiş olduğuna göre, 373, 374, 378, 379 ve 510 ile bu parselden kamulaştırma nedeniyle ifrazen oluşan 1102, 1103, 1104 ve 571 parseller yönünden dava aynı zamanda orman tahdidine itiraz davası niteliğindedir. 6831 sayılı Kanunun 3375 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 11. maddesi uyarınca orman tahdidine itiraz davalarına kadastro mahkemesi bulunan yerlerde kadastro mahkemesinde bakılacağı düzenlendiği halde, tapu iptali ve tescil davası ile orman kadastrosuna itiraz davalarının tefrik edilerek orman kadastrosuna itiraz davaları yönünden görevsizlik kararı verilmesi, tapu iptali ve tescil davalarının elde tutulması ve orman tahdidine itiraz davalarının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre tapu iptali ve tescil davaları yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Çekişmeli 377 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ise .... Yönetimince 23.08.2007 hâkim havale tarihli dilekçe ile kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak dava açılmıştır. Bu taşınmaz yönünden mahkemece, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığı kabul edilerek eski tarihli belgelere göre karar verilmiş ise de, varılan sonuç doğru olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastrosu 09.02.1982 tarihinde ilân edilmiş olup, 1986 yılında yapılan çalışmada bu çalışmaya ilişkin olarak ekip çalışmalarının ilân edilmesinde sakınca bulunmadığına dair komisyon tutanağı düzenlenmediğinden tamamlanmadığı kabul edilerek yeniden orman kadastrosu yapılmış ise de, ilân edilen çalışmalar mahkeme kararı ile iptal edilmedikçe geçerliliğini koruyacağı, .... Yönetimi ilân edilerek hukuk nezdinde sonuçlar doğurmaya başlayan bir işlemi tek taraflı olarak iptal edemeyeceğinden, uyuşmazlığın 09.02.1983 tarihinde kesinleşen orman kadastro tutanakları ve haritasının uygulanması ile çözümlenebileceği, bir yerde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunması halinde uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerektiği, .... Yönetiminin de ancak kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak dava açabileceği nazara alınmadan hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ve araştırma yapılamaz.
Bu nedenle, 377 sayılı parsele ilişkin olarak mahkemece, yörede 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 09.02.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde çalışmalarına ait tüm tutanaklar ve haritası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen .... (........) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 05/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren .... Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “.... sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan .... Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 9-10 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın 1982 yılı orman kadastrosu ve 2. madde, 1986 ve 1990 yılı aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, 377 parsel sayılı taşınmaza ilişkin eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle vekili, M. Mücasiroğlu ve arkadaşları vekili, ... vekili, ... vekili, ... ve arkadaşları vekili, ... mirasçıları ve .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile;
1) 373, 374, 378, 379 ve 510 ile bu parselden kamulaştırma nedeniyle ifrazen oluşan 571 parsel yönünden verilen yerel mahkeme hükmünün görev nedeniyle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,
2) 377 parsel yönünden verilen yerel mahkeme hükmünün ise eksik araştırma ve inceleme nedeniyle BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin .... Yönetiminden alınarak , ..., .... ve ..."a verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.