Esas No: 2020/2841
Karar No: 2021/5296
Karar Tarihi: 14.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/2841 Esas 2021/5296 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ..., ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 197 ada 18, 19, 20, 21, 22 ve 23 parsel sayılı sırasıyla 857.53, 985.45, 479.77, 465.50, 289,34 ve 128,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ..., ..., ..., ... ve ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kadastro sırasında kendisine ait bir kısım yerin davalıya ait 197 ada 18 parsel sayılı taşınmaz içinde tescil edildiğini, kadimden beri köylü tarafından kullanılan ark ve yolun da davalılara ait 197 ada 19, 20, 21, 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlar içinde bırakıldığını öne sürerek kendisine ait yerin adına tescili, diğer bölümlerin yol ve ark olarak terkin edilmesi talebi ile dava açmıştır. Davacı ... ise 186 ada 39 parsel ve 197 ada 19 parsel sayılı, sırasıyla 1.463,17 ve 985,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlarının bir kısmının yola terkin edildiğini belirterek, terkin edilen bölümlerin adına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı ...’ün açmış olduğu dava yönünden fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 04.05.2015 günlü rapor ve eki krokide (F1) ve (F2) olarak adlandırılan kısımlar yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine, (G1), (G2), (E4) ve (E6) harfleriyle mavi renkle gösterdikleri ve (G3), (G4), (E5) ve (E3) harleriyle sarı renkle gösterdikleri kısımlar açısından açtığı davanın reddine, (E1), (E2), (E3), (E4), (B4), (B5), (C4) ve (C5) harfleriyle açık yeşil renkle gösterdikleri kısımlar açısından açtığı davanın reddine, (F1), (F), (E1), (B4) ve (C4) harfleriyle adlandırılıp pembe renkle gösterdikleri kısımlar açısından kadim yol iddiasıyla açtığı davanın reddine; davacı ...’nın açmış olduğu dava yönünden fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 20.04.2015 günlü rapor ve eki krokide (C3) harfi ile gösterilen sarı renkle boyalı 9.64 metrekarelik taşınmaz kısımlarının davalı 197 ada 22 parsel sayılı taşınmazdan (B3) harfi ile gösterilen sarı renkle boyalı 11.25 metrekarelik taşınmaz kısmının 197 ada 21 parsel sayılı taşınmazdan (E) harfi ile gösterilen sarı renkle boyalı 16.27 metrekarelik taşınmaz kısmının 197 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile yine (D2) harfi ile gösterilen mavi renkle boyalı 49.57 metrekarelik haritasında yol olarak gösterilen taşınmazın bu kısmı ile birlikte toplam (C3), (B3), (E), (D2) (9.64m2+11.25m2+16.27+49.57m2) davacıya ait 197 ada 19 parsel sayılı 985.45 metrekarelik taşınmaza eklenmek suretiyle toplam 1.072,18 metrekare olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 20.04.2015 günlü rapor ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen kırmızı renkle boyalı kısım açısından açtığı davanın reddine, davacı ... ve ...’ın fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 04.05.2015 günlü rapor ve eki krokide (D1) harfi ile kahverengi renkle gösterilen 97.54 metrekarelik kısım ile (A1), (B1) ve (C1) harfi ile yeşil renkle gösterdikleri ve (A2), (B2) ve (C2) harfleriyle kırmızı renkle gösterdikleri kısımlar açısından açtıkları davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ... tarafından ise davanın reddine karar verilen bölümler yönünden temyiz edilmesi üzerine hükmün onanmasına karar verilmiş; yine davacılar ... ve ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1- Davacı ...’ün (B4), (B5), (C4), (C5), (E1), (E2), (E3), (E4), (E6), (E5), (F), (F1), (F2), (G1), (G2), (G3), (G4) bölümlerine yönelik itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
2-Davacı ...’ün (A1), (A2), (B1), (B2), (C1), (C2), (D1) ile gösterilen bölümlere yönelik istemlerinin incelenmesine gelince; mahkemece, bu bölümler yönünden kadim yol ve su arkı iddiasıyla dava açıldığı, dolayısıyla kadim vasfının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla ve yöreye ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile sabit olması gerektiği; bu çerçevede mahalli bilirkişi ve tanıklar ark ve yolun varlığına dair beyanda bulunmuşlar, hava fotoğraflarıda ise arkın ve yolun bulunmadığına dair rapor hazırlanması karşısında; tanık ve bilirkişi beyanlarına nazaran daha somut bir delil olan hava fotoğraflarına üstünlük tanınması gerektiği; gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olup Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşif sonucu düzenlenen 22.4.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda; kadastro çalışmaları sırasında 197 ada 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde ölçülüp krokisinde (D1) ile gösterilen bölümün zeminde hali hazırda patika yol olarak kullanıldığı ve 197 ada 19 parselden belirgin şekilde ayrıldığı belirtilmiş; yine davacı tanığı ve mahalli bilirkişi tarafından 197 ada 23 parsel içerisinde yer alan (A1), (A2); 197 ada 21 parsel içerisinde yer alan (B1), (B2); 22 parsel içerisinde yer alan (C1), (C2) ile gösterilen kısımların çok eski zamandan beri patika yol ve köy arkının geçtiği yerler olarak ifade edildiği, ancak mahalli bilirkişi tarafından gösterilen yerlerin yüklü hayvan geçecek büyüklükte olup bu alanın tamamı olduğu, davacı tanığının ise bir insan geçecek şekilde bir yol var olup bu yolun da sadece (A1), (B1), (C1) harfleri ile gösterilen alanlar olduğunun belirtildiği söylenmiş ve keşif sonucu düzenlenen zirai bilirkişi raporunda da davaya konu (D1) bölümünün fiili zeminde yol olarak görüldüğü, mahalli bilirkişi ve tanıklarca, çekişmeli 197 ada 21, 22, 23 parseller içerinde kalıp yol olduğu beyan edilen kısımlar yönünden yapılan değerlendirmede ise bu kısımların patika yol olduğu şeklinde ancak yetersiz bir değerlendirme içeren rapor düzenlenmiştir. Mahkemece yol olduğu yönünde beyanlar ve zirai rapor içerikleri olduğu halde, salt 1990 baskılı gizli memleket haritasında ve 1978 tarihli tek hava fotoğrafı üzerinde orman bilirkişi tarafından yapılan inceleme esas alınarak hüküm verilmesi de isabetsizdir. Öte yandan davacı ... tarafından açılan davada, davalı durumunda bulunan ..., 13.1.2015 tarihli celsede açılan davayı kabul ettiğini imzalı beyanıyla bildirdiği ve (D1) ile gösterilen bölüm ...’a ait davaya konu 197 ada 19 parsel içerisinde bulunduğu halde bu kabul beyanı dahi dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
3- Davacılardan ...’ın karar düzeltme istemi, tapuda kendi adına kayıtlı 186 ada 39 parsel sayılı taşınmazın güney hududunda yer alıp birleşen 2014/383 Esas sayılı dosyada yapılan keşif sonucu düzenlenen 20.04.2015 günlü rapora ekli 2. krokide (A) harfi ile adlandırıp kırmızı renkle boyalı kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan alana yöneliktir.
Mahkemece; 186 ada 39 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "dava dışı" ... adına tespit ve tescil edildiği, davacı ..."ın 10 yılı aşkın süredir bu taşınmazla ilgilenmediği, bu nedenle taşınmazın iradi olarak terk ettiğinin kabulü gerektiği gibi davacının 186 ada 39 parseli kadastro çalışmaları kesinleştikten sonra 19.08. 2014 tarihinde çapa bağlı olarak önceki tespit malikinden kayden satın aldığını, terk olgusu dikkate alındığında da bu bölüm yönünden satıcıların dava haklarını da devraldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgede dosya arasında bulunmadığı, davacının şahsi hakkının TMK"nın 719. maddesi uyarınca tapudaki miktar ve çapı kapsamı ile sınırlı bulunduğu, zira taşınmazı kayden satın alan davacının şahsi hakkının 186 ada 39 parselin tapu kaydında yazılı metrekare ile sınırlı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşifte çekişmeli taşınmaz bölümünün yol olmadığı, yol ile sınırını arkın oluşturduğu, arkın bitiminde ise duvarın olduğu; bu duvarın davacıya ait olduğu söylenmiş; ancak yaklaşık 10 yıldır (keşif tarihine göre 2005 yılından bu yana) kullanılmadığı beyan edilmiştir. Keşif sonucu düzenlenen teknik bilirkişi raporunda da; davacının kayden maliki olduğu 39 parselin güneyinde bulunan ve davaya konu olan (A) bölümünün bir bütün olup yol ile olan sınırının taş duvar ile çevrili olduğu belirtilmiş; zirai bilirkişi raporunda ise bu kısmın bir bölümünün davacıya ait taşınmaza, yani üretim yapılan kısma dahil olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki terk, hukuki bir kavram olup, zilyedin zilyetliğine son vermek üzere eşyayı fiili hakimiyetinden devamlı olarak isteği ile çıkarması demektir. Mahkemece, bir taşınmaz üzerinde terk iradesinin oluşup oluşmadığının dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının diğer kayıt ve belgelerle bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle belirlenmesi gerekir. Mülkiyet hakkının kazanılmasının en az 20 yıl süreyle malik sıfatı ile zilyetlik şartına bağlı olduğu göz önüne alındığında 20 yıla ulaşmayan kullanmama olgusunun mülkiyet hakkını sona erdiren iradi terk anlamına gelip gelmediği hususunun da değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir. Zira; davaya konu taşınmazın dahil olması gerektiği iddia edilen 186 ada 39 parsel sayılı taşınmaz davacı ...’in kardeşi olduğu anlaşılan Mustafa Yılmaz adına belgesizden tespit tescil edildikten sonra davacıya 19.8.2014 tarihinde kayden satış nedeniyle tescil edilmiş; akabince davacı tarafından taşınmazın eksik ölçüldüğü ve eksikliğin komşu yolda kaldığı iddiasına dayalı olarak 11.9.2014 tarihinde eldeki dava açılmıştır. Keşifteki beyanlardan da taşınmazın davacıya babasından taksimen kalan bir yer olduğu belirtildiğine göre muristen intikalen davacıya kalan yerin kadastro çalışmalarında kardeşi adına tespit ve tescil edilmiş olmasına ve davacının taşınmazı kayden satın alması nedeniyle hakkının çapla bağlı ve sınırlı olduğu ve bu nedenle yola karşı dava açamayacağı şeklindeki yorum, yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca, öncelikle kadastro tespitinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile en eski tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı; çekişmeli taşınmaz bölümleri başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu aracılığı ile yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte; öncelikle davacı ...’in davasına konu tescil harici (A) bölümü yönünden, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve bu bölüm yönünden davacı ve murisleri yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı, dolmuş ise zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği; iradi olarak kullanım bırakılmış ise bu sürenin tam olarak ne kadar olduğu hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, eksik ölçüldüğü iddia edilen komşu 186 ada 19 parsel ile bütünlük arz edip etmediği; varsa üzerindeki bitki örtüsü ile ağaçların yaş, sayı ve cinsini bildirir, uyuşmazlık konusu olmayan yol bölümü karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesindeki kazanıma esas miktar sınırlamaları da gözetilmeli ve ayrıca 4721 sayılı TMK"nın 713/5. maddesinde öngörülen yasal ilanlarda yapılarak iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı ...’ün istemine konu taşınmaz bölümleri yönünden ise (A1), (A2), (B1), (B2), (C1), (C2), (D1) ile gösterilen bölümlerin öncesinde ne olduğu, kadim yol ve/veya su arkı olarak kullanılıp kullanılmadığı, hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı beyan alınmalı; zirai bilirkişi kurulundan bu taşınmazların zeminde ne olarak gözüktüğü, tarla olarak çekişmeli 19, 21, 22, 23 parsellerin devamı mı yoksa ark ve/veya yol olarak mı kullanıldığı hususlarında somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla, Dairemizin 18.11.2019 tarih ve 2016/9456-2019/7408 Esas-Karar sayılı onama kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve hükmün açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme karar harcının talep halinde karar düzeltme isteminde bulunana iadesine, 14.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.