(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/9179 E. , 2021/5298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 2793 parsel sayılı 7.525,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 5 parsel numarasıyla ve 7.491,92 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 1079 parsel sayılı 7.275,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 6 parsel numarasıyla ve 7.530,37 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 1078 parsel sayılı 6.700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 7 parsel numarasıyla ve 6.600,22 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 3410 parsel sayılı 2.524,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 19 parsel numarasıyla ve 2.600,04 metrekare yüzölçümlü olarak; 3411 parsel sayılı 2.916,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 20 parsel numarasıyla ve 2.956,21 metrekare yüzölçümlü olarak; 3412 parsel sayılı 2.279,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 21 parsel numarasıyla ve 2.279,25 metrekare yüzölçümlü olarak; 3413 parsel sayılı 1.960,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 22 parsel numarasıyla ve 1.192,31 metrekare yüzölçümlü olarak; 3414 parsel sayılı 1.960,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 282 ada 23 parsel numarasıyla ve 1.977,00 metrekare yüzölçümlü olarak; 3417 parsel sayılı 2.587,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 283 ada 4 parsel numarasıyla ve 2.593,52 metrekare yüzölçümlü olarak; 3418 parsel sayılı 1.899,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 283 ada 5 parsel numarasıyla ve 1.854,64 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 3416 parsel sayılı 1.293,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 283 ada 2 parsel numarasıyla ve 1.299,59 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 2698 parsel sayılı 3.987,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 283 ada 6 parsel numarasıyla ve 3.974,01 metrekare yüzölçümlü olarak Kadastro Komisyon kararı uyarınca tespit edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ...; uygulama kadastrosu sırasında, yeni 282 ada 19, 20, 21, 22 ve 23; 283 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların arasından geçen zemindeki yolun, paftasında gösterilen şeklinden farklı olduğunu ileri sürerek, bu hususun düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 282 ada 5, 6, 19, 20, 21, 22, 23 ve 283 ada 2, 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptaline, 282 ada 5 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişilerin 24.05.2016 tarihli raporu ve eki krokisinde gösterildiği şekliyle 7.456,10 metrekare, 282 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 7.368,18 metrekare, 282 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 6.528,98 metrekare, 282 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 2.798,79 metrekare, 282 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 3.025,23 metrekare, 282 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 2.156,27 metrekare, 282 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 1.913,20 metrekare, 282 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 1.862,06 metrekare, 283 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1.370,28 metrekare, 283 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 2.596,67 metrekare, 283 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1.930,14 metrekare, 283 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 4.112,73 metrekare olarak tapu kaydındaki malikleri adına, tapu kaydındaki niteliği ile ayrı ayrı tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.6.2020 tarih ve 2020/1056-1950 Esas-Karar sayılı ilamı ile “Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacılar ... ve müşterekleri, uygulama kadastrosu sırasında 282 ada 19, 20, 21, 22 ve 23; 283 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların arasından geçen zemindeki yolun, paftasında gösterilen şeklinden farklı olduğunu ileri sürerek, bu hususun düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Ne var ki, taşınmazlarda davacılar dışında, ... ve ...’in de müştereken malik oldukları anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesinde verilecek hükümden tüm paydaşların hukuku etkileneceğinden, davanın bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya tamamının davaya katılımının sağlanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle davacı tarafa, dava konusu taşınmazlarda kendileri dışındaki diğer tapu maliklerinin yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan tanınmalı ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz”olduğuna değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş; bu kez de davacılardan ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacılar ... ve müşterekleri, uygulama kadastrosu sırasında 282 ada 19, 20, 21, 22 ve 23; 283 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların arasından geçen zemindeki yolun, paftasında gösterilen şeklinden farklı olduğunu ileri sürerek, bu hususun düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Dava açıldığı sırada, davacılardan ..., 283 ada 6 parselin müstakilen; diğer davacılar ... ve ... ise 282 ada 19-20-21-22-23 parseller ile 283 ada 4 ve 5 parsellerde iştiraken malik olup; ... ve ...’a husumet yönelterek dava açmışlardır. Davacılardan ...’in kendisine ait 283 ada 6 parselin yol ile olan sınırının 22/a çalışmalarında yanlış belirlendiği iddiasıyla tek başına dava açma hak ve yetkisi olmakla birlikte; karar düzeltme dilekçesinde düzeltme işlemine konu diğer taşınmazların kayden paylaşıldığının öne sürülmesi üzerine uyap üzerinden temin edilen güncel tapu kayıtlarında; karar tarihinden önce 13.5.2016 tarihinde yapılan kayden intikaller sonucunda düzeltmeye konu edilen 283 ada 4 parselin davacı ..., aynı ada 5 parselin dava dışı ...; 282 ada 19 parselin davalı olarak gösterilen ..., 282 ada 20 parselin dava dışı ...; 282 ada 21 parselin davacı ..., 282 ada 22 parselin davalı olarak gösterilen ...; 282 ada 23 parselin ise davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmakta ise de dava açıldığı sırada ; bu parsellerde dava dışı ... ve ... ile davalı olarak gösterilen ... ve ...’da iştiraken malik olup elbirliğine tabi olan taşınmazlarda hep birlikte dava açılması zorunlu olduğundan 282 ada 19, 20, 21, 22, 23 parseller ile 283 ada 4 ve 5 parseller yönünden, verilecek hüküm kendilerinin hukukunuda etkileyeceğinden birlikte dava açmaları gerektiği kuşkusuz olup aktif dava ehliyetinin sağlanması yönünden hükmün bozulmuş olmasında (dosya arasında bulunan tapu kayıtlarının güncel olmaması ve yargılama sırasında da bu durumun ileri sürülmemesi nedeniyle) bu parseller içinde aktif dava ehliyetinin sağlanması gerektiği şeklindeki bozma nedeni maddi hataya dayalı olmakla birlikte; sonuç olarak yine de hakkında düzeltme kararı verilen 282 ada 19; 282 ada 20; 282 ada 22 ve 283 ada 5 parsellerin güncel malikleri tarafından usulünce açılan bir dava da bulunmamaktadır.
Pasif dava ehliyeti yönünden yapılan incelemede ise; dava, uygulama kadastrosu sırasında 282 ada 19, 20, 21, 22 ve 23; 283 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların arasından geçen zemindeki yolun, paftasında gösterilen şeklinden farklı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olup; davanın bu niteliği gereği; husumetin Hazine ve Belediye’ye yöneltilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ancak; davacılar; ... ve ...’a husumet yönelterek dava açmışlar. Bir başka anlatımla; Hazine ve Belediye’ye yöneltilerek açılmış bir dava bulunmadığı halde, mahkemece tensip zaptıyla davacı tarafın bu hususta her hangi bir talebi de olmadığı halde, re’sen, “davacılar eksilmenin yol nedeniyle olduğunu iddia ettiğine göre Hazine, ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesi’ne dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkartılmasına” karar vermesi; onlara taraf sıfatı kazandırmayacağından somut uyuşmazlıkta pasif dava ehliyetinin sağlanmadığının da kabulünün gerektiği kuşkusuzdur.
Öte yandan mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu da uyuşmazlığın çözümü bakımından yetersizdir. Zira alınan teknik raporda; davaya konu olan ve yol ile sınırı yanlış belirlendiği iddia edilen taşınmazların evveliyatında 1064 ve 1066 tesis kadastrosu parselleri olduğu; bunlardan 1066 nolu parselin ifraz işlemine tabi olarak 2697 ve 2698 parsellere ayrılarak tapuya tescil edildiği; sonrasında 2697 ve 1064 parselin tevhit edilerek parselasyon işlemine tabi tutulması sonucu ise 3410, 3411, 3412, 3413 ve 3414 parsellerin oluştukları belirtildiği halde, ifraz krokileri getirtilip rapor denetlenmemiş; bu ifraz krokilerinde varsa yolun nereden geçtiği üzerinde de durulmamıştır. Taraf teşkili sağlanmadan ve belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacı tarafa Hazine ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İlçe Belediye Başkanlığı’nın davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanınmalı; usulünce taraf teşkili sağlanması halinde; öncelikle bilirkişi raporunda bahsi geçen 1064 ve 1066 tesis kadastrosu parsellerine ait ölçü krokileri,hesap cetvelleri ve eki olan tüm bilgi ve belgeler ile bu parsellerde değişiklik yapan ifraz haritaları ve eki olan tüm bilgi ve belgeler - mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler- tesis kadastrosunun ve tevhit ve ifraz işlemlerinin yapıldığı tarihlere en yakın tarihli hava fotoğrafları getirtilmeli; akabinde mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, tesis kadastrosu sırasında ya da sonrasında yapılan ifraz ve tevhit işlemlerinde davaya konu yolun nereden geçtiği; iddia edilen sınırların neresi olduğu fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmeli ve tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmeli, açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve sadece dava açan taşınmaz maliklerinin taşınmazları ile sınırlı olarak ve kesinleşen yönler gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken yukarıda açıklanan şekilde bozulması isabetsiz olup karar düzeltme istemi bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 15.06.2020 tarih ve 2020/1056-1950 Esas, Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.