14. Hukuk Dairesi 2010/6760 E. , 2010/7514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.06.2005 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 26.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, "davanın davalılardan ... yönünden kabulü ile fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 05.12.2008 günlü raporda kırmızı kalem ile çizili olarak A - A2 olarak belirtilen kısımda ..."a ait 522 ada 3 parselde davacı lehine geçit hakkı tesisine" şeklinde hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı ..., 1242 ada 7 parsel sayılı taşınmazı lehine, kanalizasyon boruları geçirmek suretiyle davalılara ait 1242 ada 3 parsel ve 1242 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde mecra irtifakı kurulmasını istemiş, mahkemece davalılardan ..."a ait 1242 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinden mecra irtifakı kurulması yönünde hüküm tesis edilmiştir. Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, yukarıda değinildiği gibi özünü komşuluk hukuku ilkelerinden aldığından yapılacak araştırma ve incelemede öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde ise çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel ilkelerinden olan"fedekarlığın denkleştirilmesi ilkesi" uyarınca taraf yararları da
gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakı kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının maliki olduğu 1242 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ..."na cepheli olup, 02.06.2008 günlü bilirkişi raporuna göre motor düzeneği kurulmak suretiyle krokide "C" harfi ile gösterilen kollektöre kanalizasyonun bağlanması mümkün görülmüştür. Bilirkişiler bu seçeneğin daimi masraflı olduğunu dile getirmiş ise de; mecra irtifakında aslolanın "fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi" olduğu nazara dikkate alındığında; davacının kendi taşınmazı üzerinden boruları geçirerek ana kollektöre kanalizasyonu bağlama imkanı varken davalılara ait taşınmaz üzerinden mecra irtifakı kurulması doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Kabule göre de; hükümde mecra irtifakının taşınmazlar leh ve aleyhine kurulacağı hususu gözden kaçırılarak mecra irtifakının davacı lehine kurulduğunun hükme dercedilmesi, mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, genişliği, derinliği vs. gibi hususların hükümde yer almaması, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağı ilkesine aykırı şekilde davalıya yüklenmesi, ayrıca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.