3. Hukuk Dairesi 2021/6071 E. , 2021/11462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı tarafından duruşmasız, davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de, HUMK"nın 435/7 ve 438/1. maddeleri gereğince temyiz eden davalı vekilinin süresinde verdiği dilekçesinde bu yönde bir istemde bulunmamış olduğu anlaşılmakla, sonradan verilen ek dilekçede bildirilen duruşma isteğinin reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek; arsanın rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nce bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle bozulmuş, sonrasında davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesince son olarak 22.04.2019 tarih 2018/1851 E 2019/5189 K sayılı ilam ile anılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi"nin 20.12.2018 gün, 2016/181 E. ve 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği hususuna temas edilerek bozulmuş; bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş olup, verilen bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı belediyenin, arsa vasfındaki taşınmazını, konutu olmayan ihtiyaç sahibi kimselere 775 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde tahsis etmek amacıyla Encümen kararı aldığı, bu nedenle davalı belediyeye başvuran
davacıya 200,00 m² yüz ölçümlü arsanın tahsis edilerek taraflar arasında sözleşme imzalandığı, ancak davacıya tahsis edilen arsanın da aralarında bulunduğu bir kısım arsalara ilişkin tahsis işlemlerinin iptal edildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın, davalı ..."nin maliki bulunduğu taşınmazı 775 sayılı Gecekondu Kanunu"nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya satmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı sabit olup; taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir. Ancak mahkemece; Yargıtay tarafından onanan benzer dosyalarda m2 birim fiyatının 300,00 TL olduğu, bu nedenle eldeki dosyada da m2 birim fiyatının 300,00 TL olması gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Ne var ki dosya kapsamında davaya konu taşınmazın rayiç değerinin tespitine ilişkin alınan bilirkişi raporlarında m2 birim fiyatının 470,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Hal böyle olunca bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Davalının yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; kabule göre; yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan tarafa yükletilir (HMK m. 326/1). Davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini, haklı çıkma nispetine (oranına) göre taraflar arasında paylaştırır (HMK m. 326/2).
Buna göre, mahkemece; dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılmamış olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.