Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4002
Karar No: 2017/8125
Karar Tarihi: 21.11.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4002 Esas 2017/8125 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4002 E.  ,  2017/8125 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:İş Mahkemesi

    Ödeme emrinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak ilâmda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.11.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı ve adına Av. ... ile davalı adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Yasanın 35.,mükerrer 35. ve 5510 sayılı Yasanın 108’inci maddesinin c bendi gereğince 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesinde düzenlenmiştir.
    Davadışı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin davalı Kuruma olan 2013/6. aydan 2013/8. aylar arasındaki prim borçları nedeniyle kurum tarafından takip yapıldığı anlaşılan davacının, prim borçlusu Anonim Şirkette temsil ilzam yetkisi bulunmadığından bahisle ödeme emrinin iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 88’inci maddesidir.Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca, davacının anılan prim borç dönemindeki yönetim kurulu üyeliği gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.506 sayılı Yasa, öngörülen istisnaları dışında 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106’ıncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, anılan Kanunun 108. maddesi hükmü gereği 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20’inci maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.Yukarıdaki düzenlemeden anlaşılacağı üzere, 01.07.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları bakımından, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekirken; sonradan yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek, özellikle Anonim Şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca ve açıkça belirtmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar kapsamında eldeki davada; 17.06.2013 günlü genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyesi olan ve 01.08.2013 günlü olağanüstü genel kurul kararıyla da bu görevi son bulan davacının, takibe konu 2013 yılı 6. ve 7.aya ilişkin kurum alacaklarından sorumluluğu mevcut iken, 8.aya ilişkin kurum alacağından ise sorumluluğu bulunmamaktadır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, Başkan ..."in muhalefetine karşı, Üyeler ..., ..., ... ve ..."ın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 21/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    KARŞI OY
    Davacı, dava dışı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle şirketin 2013 yılı 6. aydan 2013 yılı 8. aya kadar olan prim borçlarından sorumlu tutulmuştur.
    5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.6183 sayılı Kanunun “Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu” başlığı altında Mükerrer 35/1. maddesi, “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.”Kanuni temsilcilerin sorumluluğu ile ilgili iki faklı kanunda ayrı ayrı düzenleme olsa da 5510 sayılı Kanun, 6183 sayılı Kanuna göre özel kanun olduğundan uygulama önceliği vardır. Mülga 506 sayılı Kanunda, sadece tüzel kişi işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerisorumlu tutulurken ve sorumluluk için tüzel kişiliği haiz işverenleri temsil ve ilzama yetkili olma unsuru aranırken, 5510 sayılı Kanun ile temsil ve ilzam yetkisi bulunsun veya bulunmasın şirket yönetim kurulu üyeleri de işveren ile birlikte müteselsil sorumlu tutulmuştur.Madde 88/1 hükmüne göre “4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder” Görüldüğü gibi kanun, primlerin ne zaman ödeneceğini belirlememiş, bu konuda Kuruma yetki vermiştir.29.5.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 108’e göre işverenler, Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddelerine tabi çalıştırdığı sigortalılara, sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalılara, 4857 sayılı İş Kanununun 7"nci maddesine göre iş görme edimini yerine getirmek üzere başka işverene geçici olarak devrettiği sigortalılara ilişkin primleri bu maddede öngörülen sürelerde öderler denilmiş, maddenin devamında ise 4/I-a sigortalıları yönünden primlerininödeme zamanı belirlenmiştir. Buna göre,
    a) Ayın 1’i ile 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın son gününe kadar,
    b) Ayın 15’i ile müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 14’ü ne kadar, işverenlerce Kuruma ödenir.29.5.2016 tarihli Resmi Gazetede yapılan değişiklikten önce SSİY madde 108’de,Kanunda belirtilen sigorta primleri, Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süre içinde Kuruma ödeneceği hükmü vardı. Yani sigorta prim ödeme sürelerini belirleme yetkisi İşveren Uygulama Tebliğine bırakılmıştı. 01.09.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşveren Uygulama Tebliğinin 2.4 maddesine göre ise, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyecekleri belirtilmişti.Primlerin tahakkuku ve bunlara ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma verilmesi ile primlerin ödenmesi farklı zamanlardadır. Cari aya ait primlere ilişkin belgeler Kuruma o ay içinde verilmesi gerekirken, ödenmesi ise takip eden aya bırakılmıştır. Bu nedenle primlerin ödenmesine ilişkin sorumluluk, prim borcunun doğduğu ve tahakkuk ettiği ay değil, ödenmesi gereken aya ilişkindir. Her ne kadar 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesine 04.06.2008 tarihli 5766 sayılı Kanunun 4. maddesi ile, “Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur” şeklinde ek fıkra getirilmiş ise de bu fıkra Anayasa Mahkemesinin 19.03.2015 tarih, 2014/144 E, 2015/29 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. Dolayısıyla prim borcundan sorumluluğun belirlenebilmesi için, ödenmesi gereken ayda tüzel kişiliğin yönetim kurulu üyesi veya temsilcisi olup olmadığıönem kazanmaktadır. Somut olayda, 2013 yılı 6. aydan 2013 yılı 8. ay arası sorumlu tutulan davacının 6. ay prim borcundan ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olarak sorumlu olduğunda ihtilaf yoktur. Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, davacının 2013 yılı 7. aydan da sorumlu tutulup tutulamayacağı hususudur. Zira ...Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin 01.08.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında saat 10.00 itibariyle yönetim kurulu üyeliği sona ermiştir. 506/80 ve 5510/88. maddelerinde yöneticilerin prim borçlarının ödenmesine ilişkin sorumluluktan kurtulabilmeleri için “haklı sebebin” varlığı aranmıştır. Kanun, yöneticilere bir kurtuluş beyyinesi getirmiştir. Şüphesiz haklı sebep objektif ölçülere göre olmalıdır. 2013 yılı 7. ayda doğan prim borcu 8. ayın sonuna kadar ödenebilecektir. Haklı sebep ayrıca, sorumlu sayıldıktan sonra bu sorumluluğu yerine getirebilecek yeterli imkân ve zamanın olması ile de ilgilidir. Ayın ilk günü şirketin genel kurulunun yapıldığı ve yönetim kurulu üyelerinin değiştiği somut olayda, yetkisi kalkan davacının, sorumluluğunu yerine getirememe açısından haklı sebebi olduğunu kabul etmek gerekir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle davacının 2013 yılı 7. ay prim borcundan da sorumlu tutulamayacağı görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi